Kasetler uçuşurken...

Haberin Devamı

Artık kasetleri doğru dürüst izlemek bile zorlaştı. Bir kaseti tam hazmediyorsunuz; amacını, kimin tarafından neden tedavüle sokulduğunu anlamaya çalışıyorsunuz, bir başka kaset geliveriyor.

Kısa bir süre önce, Paris’te üç Kürt kadını öldüren kişinin Gülen cemaatiyle ilişkisi olduğu iddiası ortaya çıkmış, şiddetle yalanlanmış, hatta katile AKP tarafına yakınlık atfeden söylentiler çıkmıştı.

Bu iddiaların somut hamlesi, katili MİT ile ilişkilendiren bir kaset oldu. MİT iddiayı reddetti. Bu kaset için araştırma, soruşturma yapılacak. Ama kaset ortaya çıktığı anda, herkesin ilk kanaati, cemaat tarafından ortaya atıldığı şeklinde oldu.

Kime yarar kime zarar, sorusu sorulduğu anda cevabının belli bir noktayı işaret etmesi kaçınılmaz oluyor.

Karşı hamle...

Paris katilinin kasetinin karşılığı, Fethullah Gülen’in Türkiye’deki bazı kişilerle yaptığı telefon konuşmalarının kaydı olarak ortaya çıktı.

Kimse kaydın sahte olduğunu öne sürmüş değil, içeriğinde de bir suç yüklemesi yok, ancak mali konularda bilgi aktarımı, görüş alışverişi ve yönlendirmeler var.

Bu konuşmalar herhangi bir suç teşkil etmiyor, sadece Gülen cemaatinin çalışma tarzını ve Fethullah Gülen’in mali meselelerde bizzat müdahil olduğunu anlatıyor.

Bir cümleye dayanılarak, Gülen’in, barış sürecini önemsemediği fikri de çıkarılabilir, ancak buradaki ifadeler çok net değil...

Siyaset ağır yara alır

Yasal dayanak olmadan gizli dinleme yapmak da suçtur, dinlenenleri açıklamak da suçtur, sahte belge üretmek de suçtur.

Bunların suç olduğu bilindiği hâlde, savaşın tarafları bu suçları işlemekten çekinmemektedirler.

Bu icraatları yapabilmek için, devlet içinde belli bağlantılara ihtiyaç vardır; kamu görevlilerinin bu icraatların içinde olmaları da onlar açısından hafif olmayan suçlar işlemeleri anlamına geliyor.

Siyasi bir savaş var ve bu savaşın yöntemleri ağırlıklı olarak “istihbaratçı” yöntemleri oldu. Bu tarz yöntemler, savaşın ana silahı hâline geldiği zaman, bundan siyasetin tümü ağır yara alır, savaşı yürütenler de siyasiler olmaz; amaçları karanlık, kendileri karanlık odaklar olur.

DİĞER YENİ YAZILAR