Referanduma iki hafta kala anketlerden çıkan net sonuç, kararsızların beklemeye devam ettiği görüntüsü.
Yüzde 8-10 oranındaki kararsızların karar vermek için neyi beklediklerine dair muhtelif rivayetler var. Yaklaşık 5 milyonluk bu kitlenin şu ana kadar kendisine yapılan açıklamalarla tatmin olmadığı kesin.
Bundan sonra da kararsızları evet ya da hayır pozisyonuna yönlendirecek olanın, referandumun içeriği olmadığını da söyleyebiliriz.
Bu 5 milyon dolayındaki seçmenin kararsız olmaya devam etmeleri, yani sandığı gitmemeleri durumunda genel oranların evet aleyhine işleyeceğini herkes görebiliyor.
Kararsızlar, her nedenle olursa olsun, Ak Parti hükümetlerinin politikaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikaları nedeniyle kararsız kaldılarsa evet demeye daha yakın oldukları da makul bir tespittir.
Bu kitleden sandığa gitmeyen her seçmen, evet hanesinden bir oyu dışarı çıkarmış olacaktır. Bu miktar ne kadar artarsa evet tarafı o kadar zorlanacaktır.
Buna karşılık bu kararsız seçmen sandığa gitmemesi durumunda ülkenin kaosa gitme ihtimalini yüksek görürse tercihi de kaçınılmaz olarak evet olacaktır.
CHP, kararsız seçmeni kaos ile korkutmamak için, referandumda hayır çıksa da Erdoğan’ın istifasını istemeyeceklerini fazla bağırmadan söylemektedir.
Eğer fazla bağırırlarsa, hayırcı seçmen, “iktidarı göndermeyeceksek neden bu kadar uğraştık” diye soracaktır. Bu çelişkili durum hayır tarafını önümüzdeki iki hafta içinde bayağı yoracaktır.
5 milyon kararsızın, Erdoğan’ın “yetkili cumhurbaşkanı” olması konusunda tereddütleri vardır, ama Erdoğan’ın eve gitmesini istediklerine dair herhangi bir işaret yoktur. Bunu da “ya kaos çıkarsa” korkusuyla bir araya getirdiğimiz zaman kararsızların çözülme hattının evet olduğunu tekrar edebiliriz.
Bu arada, Avrupa ile girilen çatışma havasının sandığa yansımasıyla ilgili bir bilgi bulgu olmadığını da aktaralım.