Kampanyanın etkili açılışı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, seçim kampanyasını “tek bayrak tek ses” mitingiyle açtılar.

Konuşmalarda, seçimin iki ana konusunun “terör” kısmıyla ilgili içeriği çok net ifadelerle açıldı.

Erdoğan da Davutoğlu da 1 Kasım’da HDP’nin Meclis’e gelmemesini farklı ifadelerle istediler. Erdoğan “Meclis’e hangi partiden olursa olsun 550 tane yerli ve milli milletvekili getirin” dedi.

Cumhurbaşkanı, barış sürecinin “geriye doğru işlemeyeceğini” söylerken demokrasiye, bütün hak ve özgürlüklere sahip çıkılacağını, demokrasi süreçlerinin devam edeceğini söyledi.

Başbakan’ın ifadesi de son dönemin sıcağına yeni bir “ayar” getirdi: “Silahlar betona gömülecek, ondan sonra demokratik talepler konuşulabilir.”

Erdoğan ve Davutoğlu’nun aslında birbirini tamamlayan ifadelerindeki demokrasi vurgusu ve “demokratik talepleri konuşuruz” vaadi, basit bir “ton değişikliğinin” ötesinde bir “ayar” ifade etmektedir.

7 Haziran öncesinin sert dilinde değişiklik olmasına rağmen HDP’ye ilişkin strateji değişmemiştir, Ak Parti 1 Kasımda da HDP’nin baraj altında kalmasını hedeflemektedir.

Haberin Devamı

Basit hesap değişmemiştir, HDP’nin barajı aşamaması durumunda birinci parti olduğu illerdeki bütün milletvekillikleri Ak Parti’ye geçecek, Ak Parti bölgede ikinci değil birinci siyasi güç olacaktır.

Şu andaki verilere bakıldığı zaman bunun oldukça yüksek bir hedef olduğunu görmek gerekir. Ama bu aynı zamanda 400 milletvekili hedefinin olmazsa olmaz unsurudur.

“Tek bayrak tek ses” mitingiyle etkili bir kampanya açılışı yapmış olan Ak Parti, Kürt seçmene de yenilenmiş bir üslupla yaklaşacağının işaretini vermiş oldu.

Bunun sandığa nasıl yansıyacağını söylemek için henüz erken, önümüzdeki bir ay oldukça yoğun kampanyalar yapılacak ve bunların çok farklı yansımaları olabilir.

Ak Parti’nin Yenikapı’daki kampanya açılışının ve devamının “kararsız seçmen” üzerinde etkili olma ihtimalinin yükseldiğini söyleyebilir. Ancak Kürt seçmen şu anda “kararsız seçmen” değildir.

DİĞER YENİ YAZILAR