İrade teyidi!

Haberin Devamı

Kimse her şeyin çok kolay olacağını sanmıyordu. Paris’teki üçlü cinayet zorlukların boyutunu, kanlı tecrübelerin yaşanacağını en başından göstermiş oldu.

Paris cinayetleriyle ilgili birçok “çekiştirme” çabasıyla karşılaşacağız.

Olayın kaynağının şu ya da bu yöne gitmesini temenni edenler, temennileri gerçek gibi sunanlar olacaktır.

Şu anda bir gerçek vardır: Bu cinayetleri işleyenler, bugünkü ortamda yaratacağı sonuçlardan habersiz olamazlar, sunulacak saikler ne olursa olsun, olayın yaratacağı etkileri bilmiyor olamazlar.

***


Ahmet Türk’ün İmralı görüşmesinin ardından aktardığı izlenimler “irade teyidi” açısından çok açıktır. Türk’ün “süreç silahları bırakmayı getirecektir” sözleri, bu sözlerin kaynağındaki iradenin yanında Kürt siyasetinin “tümünün” iradesinin teyidi olarak görülmelidir.

Ahmet Türk, Öcalan’ın “Benim için önemli olan, sorunu demokratik sistemde çözmektir” sözünü de aktardı.

Bu sözün de bütün kamuoyuna vermek istediği mesaj, hiçbir yoruma gerek bırakmayacak kadar açıktır: “Demokratik sistem” kavramının anlamı bellidir, demokratik sistemin içeriğinde silah yoktur, olamaz.

***


Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da “devletin korkuları bitti” sözüyle “irade teyidi”ni farklı bir açıdan tekrarlamış oluyor.

“Devletin korkuları”nın iradenin oluşmasının ve ortaya çıkmasının karşısındaki en büyük engellerden biri olduğu kimsenin gizlisi değildir. Beşir Atalay “devletin korkuları bitti” diyerek siyasi iradenin önünün açıldığını belirtiyor.

Atalay “ülkenin bir kesiminin değil, tamamının hassasiyetlerini gözetmek” derken de engellemeyi amaçlayan güçlere yol vermeyecek bir siyasi özene dikkat çekiyor. Bu da “irade teyidi”nin gerçekçi bir tekrarıdır.

***


Yolun başında gelen üçlü cinayet, “barış karşıtı” kuvvetlerin gidebilecekleri noktanın sınırları hakkında açık bir fikir veriyor.

Bunun cevabı da “irade teyidi”ni bıkmadan, usanmadan tekrarlamak ve yeni tehlikelere karşı halk desteğini artırmak olmalıdır.

Bir de Cumhurbaşkanı Gül’ün “az konuşmak”la ilgili uyarısı var ki, siyasi sorumluluk sahipleri her gün defalarca bu uyarıyı hatırlamalı, birbirlerine de hatırlatmalıdır.

DİĞER YENİ YAZILAR