Dışarıdan bizi nasıl gördüklerine ilişkin sarsılmaz bir merakımız vardır; bazen hiç önemi olmayan bir yazıya, bir habere karşı dahi fırtınalar kopartacak kadar derin bir ilgimiz... Bu aşırı ilgi yüzünden de sık sık endazemiz şaşar.
Avrupa Birliği aday adayı olduğumuz günden bu yana Avrupa çıkışlı “raporlar”a kimimiz kızar, kimimiz de raporlardaki eleştirileri az buluruz. Türkiye’de yaşanan çeşit çeşit havanın yansımalarıyla, tabii bu raporlarda da endazenin kaçtığı çok olmuştur.
Üslup değişti
Avrupa Birliği’nin 2013 “Türkiye İlerleme Raporu“ dün yayınlandı. Buradaki “ilerleme” kelimesi elbette ki mevcut “geriliğin” tespiti anlamına geliyor.
“İlerleme” tamamlanmış olsa Avrupa Birliği de demek zorunda kalır ki “Türkiye tam üyelik için bütün eksiklerini tamamlamıştır, ama biz onu üye alamıyoruz...”
Dolayısıyla Avrupa Birliği’nin Türkiye’de “eksik bulma” eğilimi bir süre daha devam edecektir. Ancak Avrupa Birliği de “eksikleri” bulur ve sıralarken “kırıcı” bulduğumuz ifadeleri dilinden çıkardı. “Müfettiş edası”nın yerine “tavsiyelerde bulunan dost” üslubunun seçilmesi zaman aldı ama büyük ölçüde gerçekleşti.
‘Neden olmasın?’
Son rapora bakarak “Avrupa Birliği gözüyle ilerlememiz fena değilmiş” diyebiliriz.
Sıralanan eksikliklerin hepsini biz de biliyoruz. Kimilerini düzeltme iradesini tekrarlarken kimini “az görmeye” çalışıyoruz.
Manzaranın genelindeki Avrupa Birliği’nin “Hükümetin demokratikleşme ve reformlar konusunda taahhütlerini yerine getirme iradesini koruduğu” tespiti son günlerin sıcağından arındırılmış bir bakış açısını işaret ediyor.
Raporda, ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili sorunlar önemli yer tutuyor. Son yargı paketleri ve demokratikleşme paketiyle sağlanan ilerlemelere rağmen hem uygulama sorunları hem de “havanın bozuk olduğu” yönünde bir sorun algısı dikkati çekiyor.
“İfade ve basın özgürlüğünde sıfır sorun” gibi bir hedefe ulaşmanın önünde çok fazla barikat var. Ama neden olmasın, diye yola çıkmanın bile bir faydası olacaktır.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi gerçekten üye olarak görmek isteyip istemediği ise daha yıllarca sürecek bir tartışmanın konusudur.
İlerleme fena değilmiş
Haberin Devamı