HDP’den gelen son haberler, genel seçime parti olarak girme kararının alındığı yönünde. Ancak son karar Abdullah Öcalan tarafından verilecek.
İmralı’daki son görüşmeye giden HDP’lilerin son seçim ve kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını Öcalan’a götürdükleri de öğrenildi.
Öcalan bunları inceledikten sonra kesin kararı verecek, sonra da bütün dönüş yolları kapanacak.
İmralı’ya giden araştırmalar herkesin gördüğü, bildiği araştırmalar ve bunların hepsi HDP’nin bir önceki genel seçim ve yerel seçime göre oyunu yaklaşık 1 milyon artırırsa yüzde 10 barajını aşabileceğini gösteriyor.
Cumhurbaşkanı seçiminde, 10 Ağustos 2014’te HDP’nin aldığı 9.9’luk oy genel seçimde barajı aşmasının mümkün olabileceğini gösteriyor.
Ancak cumhurbaşkanı seçimindeki koşulların farklı olduğunu, AKP’ye oy veren önemli bir seçmen grubunun sandığa gitmeyişini, aynı şekilde muhalefetin çatı adayının yarattığı hoşnutsuzluk dolayısıyla CHP seçmeninin bir kısmının da sandığa gitmeyişini doğru değerlendirmek gerekiyor.
HDP bu koşullar içinde yüzde 9.9’a ulaşmıştır ve 7 Haziran’da yapılacak genel seçimin koşulları çok farklı olacaktır.
HDP’nin bulunduğu yol ağzının iki tarafı da kritik kelimesiyle açıklanabilir. Eğer seçime yine bağımsız adaylarla girerlerse 36-40 milletvekilliği elde ederek şu andaki konumlarını sağlamlamış olurlar.
Parti olarak seçime girdikten sonra, yüzde 10’un altında kalarak “sıfır çekmek” bu yol ağzının diğer kritik tarafıdır ve siyasi ve toplumsal sonuçları itibariyle daha da “kritik” bir durumu ifade etmektedir.
Epeydir tekrarlanan bir komplo teorisine göre, HDP bilerek ve isteyerek sıfır çekecek, böylece AKP Meclis’te anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğu elde edecek ve barış sürecinin son aşamaları Meclis dışında, tümüyle İmralı ve AKP’nin iyi niyetleri çerçevesinde yürüyecektir.
Bu teori bazılarına, “Kürtlerin Meclis dışında kalması” dolayısıyla ehven, bazılarına da aynı nedenle fazla tehlikeli gelebilir.
Ama hangi saikle olursa olsun, hangi koşullara bağlı olursa olsun HDP’nin Meclis dışında kalmasının hem barış süreci hem bütün demokratik süreçler açısından bir faydası olmayacağı kesindir.
Buna karşılık HDP seçime parti olarak girer ve yüzde 10 barajını aşarsa, yaklaşık 70 milletvekili ile “iktidarla diyaloğu olan bir ana muhalefet partisi” konumuna gelecektir. Bu da azımsanacak bir ihtimal değildir.