İki babanın ardından

Haberin Devamı

İki acılı babanın, aynı çığlığı paylaşarak “durun” demesini herkes duymuş gibi yapıyor. Ama bu ikili çığlığı duyanlar, Berkin‘in ve Burak Can’ın ölümünün hiçbir gerekçesi olmayacağını yüreğinde hissettiğini de gösteriyor.

Berkin’i polisin biber gazı, Burak Can’ı radikal bir gizli örgütün mermisi öldürdü. Biber gazını insanların yüzü hizasına sıkanla, kendisine solcu diyen ve farklı görüşten bir genç insanı öldüren arasında büyük bir fark olmadığını da bu vesile görmüş olmalıyız.

Ölümler, genç ölümler üzerinden siyasi fayda, siyasi güç sağlama çabaları hayatımızda hiç eksik olmamıştır. Ölüm üzerinden siyaset toprağıdır, toprağımız.

Ve bunu hayatımızdan çıkaramıyoruz. Çünkü hâlâ bir ölüme ağlarken, bir başka ölüme gerekçe arayan bir ruh ve vicdan karmaşasının içinden çıkamıyoruz.

Bir ölümün arkasından ağlarken bir başka ölümün arkasından ağzımızdan bir “ama” kaçıveriyor. Kaçıyor çünkü hep öyle görmüşüz, öyle yaşamışız.

Berkin Aleviydi, Burak Can değildi. Berkin kendini “sol”a yakın hissediyordu, Burak Can “sağ”a yakın hissediyordu.

İkisi de bir gün arayla hayatlarını kaybettiler ve ikisinin babaları herkese gerçek bir insaniyet dersi verdi.

‘Sokak hesabı!’

İki babanın çığlığı duyuldu mu, duyulmuş gibi mi yapıldı? Duyan duydu ama duymamakta ısrar edenler, hâlâ sokak üzerinden hesap yapıyorlar.

Bu hesapları yapanlar, her ölümde gerilim biraz daha artacağı için kendisini başarılı görecek, ölümlerin ardından daha çok insanın sokağa çıkmasının tertibini yapacaktır. Tertip sahipleri, güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanması için dua edecekler, uğraşacaklar; her yaralıyı, her gözaltını başarı hanesine yazacaklardır.

“Sokak hesabı” sonuçta her ölümün karşı tarafın üzerine yıkılması, her ölümün karşı tarafta telaş yaratması ve çeşitli yanlışlar yapılmasının sağlanması hesabıdır.

Bu savaş ruhunu bertaraf edecek koşulların henüz uzağında olduğumuzu kabul etmeliyiz. İki acılı babanın çığlığının bir şeye yarayacağını düşünmenin koşulları da görünmüyor. Keşke yarasa, şu anda kaybolmuş görünen “akıl gücü”nün geri dönmesine katkıda bulunsa.

DİĞER YENİ YAZILAR