Haberin Devamı
İmralı ile görüşme sürecinin kuvvetli bir sürece dönüştüğünün işaretleri birkaç hafta önce ortaya çıkmıştı. En üst düzeyde de doğrulanmış oldu.
Kürt-terör meselesiyle ilgili olarak özgür konuşma imkânı doğduğundan beri, değinilmemiş hiçbir madde başlığı kalmadı.
Meselenin en “ileri” siyasi boyutları da konuşuldu, en temel insani boyutları da, her açıdan konuşuldu. Her mesele madde madde defalarca sıralandı.
Bu mesele çözüm yolunda olmadığı sürece, bütün toplumun uğradığı zararlar da bütün ayrıntısıyla biliniyor, bundan sonra yaşanabilecek olanlar da çeşitli “felaket senaryoları“ hâlinde anlatıldı.
Başka ülkelerde benzer meseleler çözülürken, en önemli unsurun “siyasi iradenin cesareti” olduğunu, bugüne kadarki tecrübeler ve uzaktan gelen bilgiler defalarca kanıtlamıştır.
Hükümetin son hamlesi hem kuvvetli bir iradenin hem de bu iradenin sonuç alabilmesi için gerekli cesaretin işaretlerini veriyor.
Son aşama, olabilecek en üst düzeyde görüşme yolunun açılmasıdır, bunun üzerinde bir yol yoktur.
“En üst düzey” denildiği zaman da, açık söyleyelim, hâlen Kürtler ve örgütler üzerindeki etkinliğinin tartışılmaz olduğunu kanıtlayan Abdullah Öcalan anlaşılır.
Öcalan’ın etkinliğinin devam etmesinin bir şans olduğu görülmüştür. Bunun tersi, dağılmış ve çok başlı bir silahlı örgütün varlığı, “askeri bakış”ın sandığının tersine her açıdan daha büyük zorluklar anlamına gelmektedir.
Son fırsat için uygun bir ortam, görüşmenin en üst düzeye çekilmesiyle sağlanmıştır. Şu andaki duruma “son fırsat” olarak bakıldığında bu ortamın yaratacağı imkânlar da ortaya çıkıyor.
“Son fırsat” herkes için “son fırsat”tır. Sadece AKP için değil; Başbakan Erdoğan için değil, CHP için de, CHP’nin sol kanadı için de, Kılıçdaroğlu için de, BDP için de “son fırsat”tır.
“Son fırsat”ın da kaçırılmasının maliyetini, bu kadar acı tecrübeye rağmen görmemekte ısrarın siyasi cezası da çok ağır olacaktır.
CHP için “son fırsat” çözüm sürecine katılarak barış için destek vererek, demokratik süreçlerin hızlanması için çalışarak gerçekten bir sol-sosyal demokrat hatta gelişmektir.
BDP için son fırsat, her türlü ucuz siyaset alışkanlığını terk ederek, gerilim tuzaklarına düşmeyerek, silahsız siyasetin alanını geliştirmek, bütün felaket senaryolarının tarihe gömülmesini sağlamaktır.
“Son fırsat”ın tersi, bundan sonra sadece “sıfır fırsat” olmasıdır ki bunun, bu ülkenin tümünün, bu toplumu oluşturan herkesin geleceği için ne anlama geldiği bellidir. İnsanlar bunları biliyor, o yüzden de sürekli olarak siyasete aynı talimatı tekrarlıyor.
“Son fırsat”ın heba edilmesi için uğraşanlar olacak, kendilerine göre “ulvi” gerekçeler de bulacaklardır, onları etkisiz hâle getirecek olan da siyasi iradelerin gücü olacaktır.