CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, parasal vaatlerin kaynağı sorulduğunda “Ben hesap uzmanıyım bulurum” demişti.
Hesap uzmanlığı, vergi denetim uzmanlığıdır, hesap uzmanlığı kamu maliyesi uzmanlığı değildir, diye kimse hatırlatmadı.
Kılıçdaroğlu, daha önce “oylarında anlamlı bir düşüş olursa genel başkanlığı bırakabileceğini” söylemişti.
“Anlamlı düşüş”ün ne olduğu da kurcalanmadı. Oy oranı yüzde 25’te tıkanmış bir siyasi parti için, 2.5 puan düşüş bayağı anlamlıdır çünkü aldığı oyların yüzde 10’una tekabül eder.
CHP genel başkanı bir süre önce de bu seçimdeki hedeflerinin yüzde 35 olduğunu söyledi. Hedef yüzde 35 olunca yüzde 25’te kalmak aşırı anlamlı bir düşüş olacağına göre Kılıçdaroğlu’nun seçim ertesi istifa etmesi de kaçınılmaz oluyor.
Kılıçaroğlu son on beş güne girilirken vitesi biraz daha yükseltti, “Yüzde 30’u aştık yüzde 35’i yakalarız” deyiverdi.
Kemal Bey hesap uzmanı olduğuna göre, yüzde 25’ten 30’a çıkmak için 2 milyondan fazla yeni seçmene, yüzde 35’e çıkmak için de yaklaşık 5 milyon yeni seçmene ihtiyacı olduğunu biliyordur .
Bir siyasi partinin, bir önceki seçime göre oylarını 5 milyon artırması için çok önemli hizmetler yapmış olması gerektiğini de biliyordur.
O zaman nereden çıktı bu “Yüzde 35’i yakalarız” lafı diye düşününce akla tek ihtimal geliyor. Bu ihtimal de Kılıçdaroğlu’nun aslında bu seçimden sonra genel başkanlık ve siyaseti bırakmak istemesidir.
Eğer çevresi, tenha miting meydanları için kuvvetli gerekçeler buluyor ve Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin oylarını sürekli artırdığına inandırmayı başarıyorlarsa, onun yorumu bambaşka olur.
Aslında Kılıçdaroğlu “Yüzde 35’i yakalarız”ı öyle bir havada söylüyor ki, içinden “biraz daha zaman olsa yüzde 40’a da yürürüz” diye düşündüğü bile tahmin edilebilir.
Böyle bir iyimserliğe de ancak “Ha gayret eliniz varmışken yüzde 40’a yürüyüverin” demek pek uygun düşer.
Hayal kurmak serbest, CHP almış yüzde 40, MHP’nin 15, HDP’nin 10’u ve küçük partilerin 5’i ile eder yüzde 70, Ak Parti’ye kalır yüzde 30. Ha gayret.