Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yasasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Gül on beş noktada “sıkıntı” olduğunu söylemişti. Yasanın son hâlini onaylarken bunların bir kısmının çözüldüğü, ayrıntılı hukuki incelemeyi yapacak olanın Anayasa Mahkemesi olduğu görüşü ortaya çıktı.
HSYK yasasının bu kurumu büyük ölçüde Adalet Bakanı’na bağlı kıldığı, zaten amacın da yargıdaki düzenlemeler için imkân sağlayan böyle bir yapıyı oluşturmak olduğu herkesin malumudur.
Açıkça ortada olan bir durum da HSYK’nın yargı kaynaklı operasyonlarda taraf pozisyonuyla davranmış olduğudur. Bu kurum, son siyasi çatışmanın içine çeşitli mensupları dolayısıyla girmiş, görev alanında olduğu kuşkulu konularda çatışmanın “üzerinde” kalmayı başaramamıştır.
Türk yargısının, temeldeki ruhunun, kendisini “devleti koruma” sistemlerinin bir parçası olarak görmesi ve “sivil siyaset”e aynı ruhla bakması olduğu da herkesin malumudur.
Çatışma konusu olmamalı
Hükümet böyle ağır ve riskli bir müdahaleyi seçerken, siyasi çatışma boyutunda bir riski de göze almıştır. Bu riskin diğer tarafında da yargı kaynaklı operasyonların dalga dalga büyümeye devam etmesi, adalet ve hakkaniyet kavramlarını sıfırlayan bir çatışmanın yargıda daha geniş alanlara taşınması vardı.
Hükümet’in HSYK kanunu değişikliğiyle bulduğu, günlük bir çözümdür. Günlük çözümün birinci riski de “otoriterleşme” kuşku ve tepkilerine dayanak teşkil etmesi ve yurt dışında da benzer kanaatlerin yayılmasına yol açmasıdır.
Cumhurbaşkanı Gül’ün kanunu onaylaması, onun da olaya “günlük ve geçici çözüm” açısından baktığını gösteriyor.
Siyaset ve hukuk çevrelerinde yaygın kanaat, kanunun Anayasa Mahkemesi’nden döneceği şeklinde. Kanun dönene kadarsa HSYK’dan başlayarak, yargıdaki değişiklikler yapılacak, bunlar da mevcut kanuna göre yapıldığından yasal dayanağa sahip olacaktır.
HSYK kanununun Anayasa Mahkemesi’nden dönmesi hâlinde yapılması gerekecek düzeltmelerle belli bir “denge” de ortaya çıkabilecektir. HSYK’nın tekrar bir çatışma alanı olmaktan çıkmasını sağlamak esastır.
Günlük çözüm
Haberin Devamı