Gezi’den ne kaldı?

Haberin Devamı

Gezi’deki olaylı gecenin yıldönümü yarın, değişik gruplar İstanbul Taksim’de ve muhtemelen başka şehirlerde de büyük gösterilere hazırlanıyor.

Tepkilerin başlangıcı Taksim düzenlemesi için ağaç kesilmesi ve Topçu Kışlası’nın yeniden bir otel ve çarşı olarak yapılmasıdır.

Siyasi irade bu tepkilere hassasiyet göstermeyince protesto grupları büyüdü, çeşitli siyasi çevreler de onlara katıldı ve 31 Mayıs akşamı vaveyla koptu. Toma, biber gazı derken ülkenin 34 şehrinde aynı anda gösteriler yapılmaya başlandı.

Burada durduk, siyasi iradenin ilk tepkileri ve gösterilerin neden büyüdüğünü teşhis etmemekteki kararlılığını da tespit ettik.

Her şeyin tepkisi biber gazının teşvikiyle bir araya geldi, her şey deyince kendi açılarından haksızlığa uğradığına inanan futbol kulübü taraftarları da buna dahildir.

Öfke boşalmasının hedefi...

Bu öfke boşalmasının, siyasi bir hedefe yönelmesi de hızla gerçekleşti, bütün tepkilerin tek bir hedefte birleşmesi de siyasi operasyona dönüşümü sağlayanların başarısı oldu.

Gezi’nin arkasının da başka ve daha büyük bir siyasi operasyona dönüşmesini bütün ülke izledi. Sonuç siyasi operasyonun başarısızlığıdır ve merkez hedefin, Tayyip Erdoğan’ın siyasi ve toplumsal gücünü kanıtlamasıdır.

Gezi ruhunu canlandırmak hevesinde olan çok kişi ve çevre var. Ama bunlar da Gezi ruhunun esasını kaçırdıkları için, toplumdaki yansımaları ve algıları tam teşhis edemedikleri için bu heveslerini gerçekleştiremediler.

Ders çıkaran var mı?

Her önemli olaydan sonra, “ders çıkartmak” sözünü bol bol söylemek alışkanlığımıza rağmen, gerçekte bunu yaptığımız fazlasıyla kuşkuludur.

Gezi’nin başındaki somut tepkinin kendisi de bir dersti, bu tepkinin amacına ulaşması da önemli bir dersti. ‘Bu dersi kim çıkardı?’, diye sorunca cevap gelemiyor.

Gezi’nin ikinci aşamasındaki siyasi operasyonun başarısız olması da büyük bir dersti. Bu dersi çıkarmamış olanlar yine bellidir.

Gezi’nin güvenlik kısmındaki tomalar, biber gazları ve ölümler daha da büyük bir dersti. Bu dersi çıkaran var mı, sorusunun cevabı yine yok. Eğer varsa 25 bin polisin İstanbul’un merkezine yığılmasının sonuçlarını buradan anlayacağız.

Gezi’yi genç insanların haklı veya haksız isyan etme, tepki gösterme haklarıyla anlamak olarak görürsek de, yine “gençleri anlamak” dersiyle karşı karşıya kalacağız.

DİĞER YENİ YAZILAR