Gazeteci duruşu

Haberin Devamı

Doğan Akın’ın yazdığı, bir gün sonra yayınlanacak röportajın duyurusunu T24’te görünce “gazeteci duruşu”nun ne olduğunu düşünen olmuştur umarım.

Günlerdir, Hasan Cemal’in Milliyet’ten ayrılmak zorunda kalması üzerine tepki, yorum ve üzüntüleri izliyoruz. Bu olayın, Türk basınının tümü için bir başarı hikâyesi olmadığından kimsenin kuşkusu yok.

Hasan Cemal’in karşısındaki sandalyeye oturmamın üzerinden 38 yıl geçti. Bu 38 yılı düşününce, son haberiyle birlikte en tavizsiz şekilde altı çizilen kelimeler “gazeteci duruşu” oluyor.

Kimsenin rencide olmasına gerek yok, gazeteciliğin ne olduğu ve ne olması gerektiğiyle ilgili yanlışları düzeltmekteki eksiklerimizi çok açık önümüze koydu Hasan Cemal’in “gazeteci duruşu.”

Acil adımlar

Gazetesiz Hasan Cemal Kandil’e gitti, barış sürecinin bundan sonraki aşamasında birinci aktör konumunda olan Karayılan ile görüştü ve röportajını T24’te yayınladı.

Bugünün sorularının cevapları Kandil’deydi, bu cevapları yerinde alan Hasan Cemal birçok meselenin daha yerli yerine oturmasını sağladı.

Karayılan’ın söylediklerine gelirsek: Öcalan’ın Nevruz’da çizdiği siyaset ve gelecek tablosuna tam bir uyum bulunduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi yapılması gereken, silahlı güçlerin Kuzey Irak’a çekilmesidir ve daha önceki deneyler dolayısıyla Karayılan “hukuki bir altyapı” istiyor. Bunun Türkçesi şudur: “çekilme sürerken güvenlik güçleri operasyon yapmasın, daha önce olduğu gibi yüzlerce insan ölmesin, bunun için bir hukuki dayanak sağlansın.”

Karayılan “orta kademede” sorunlar olduğunu kabul ediyor, bunların giderilmesi için sürekli görüşmeler yaptığını söylüyor, ayrıca bu konuda Öcalan’ın desteğine ihtiyacı olduğunu belirtiyor.

CHP’nin katkısı

Bir “sonbahar” kelimesi var; ama herhangi bir provokasyona ya da birçok provokasyona imkân vermemek için “hızlı” davranılması gerektiği de yerinde bir tespittir.

Karayılan, defalarca ve çok açık olarak silah döneminin bittiğini söylediğine göre, dönemin artık “demokratik siyaset” dönemi olduğunu belirttiğine göre, sürecin yönetimi tümüyle siyasi iradeye, siyasi iradelere geçmiş oluyor.

Herkes için, bütün ülke için demokrasi...

CHP’liler de bir gözlük ayarı yapıp, Öcalan’ın mektubunu ve Karayılan’ın Hasan Cemal’e söylediklerini art arda bir kez daha okurlarsa bir önceki cümlenin gerçekleşmesi için hayati katkılarda bulunabilirler.

Sağol Hasan Cemal.

DİĞER YENİ YAZILAR