Son kamuoyu araştırmaları referanduma bir haftadan az kala evet oylarının öne geçtiğini söylüyor.
Hayır cephesinin inancı devam ederken iki seçmenin son durumuyla ilgili belirsizliğin de giderilemediği söylenebilir.
MHP seçmeniyle ilgili belirsizlik ise büyük ölçüde giderilmiş görünmektedir. Şu andaki tespitlere göre MHP seçmeninin aşağı yukarı yarı yarıya bölündüğünü söyleyebiliriz.
Bu varsayıma göre, eğer Ak Parti ve HDP oylarında önemli bir değişiklik yaşanmazsa evet cephesinin yüzde 51-52 olması muhtemel görünmektedir.
Ak Parti sözcüleri, Erdoğan’ın başlattığı vites değişikliğine uyarak “vatan hainleri” edebiyatını tümüyle kestiler. Bununla Kürt seçmenin tercihini evet yönünde etkilemesinin amaçlandığı da başından beri bellidir.
HDP’nin hapse atılmamış sözcülerinin ulaşabilen açıklamalarına göre ise, onların beklentisi bir miktar Kürt seçmenin daha Ak Parti’den uzaklaşacağı şeklindedir.
PKK referandum konusunda hiç sesini çıkarmamakta, Kürt seçmenin olumsuz etkilenmemesine dikkat etmektedir.
Batı’nın siyasi merkezleri de son haftaya girerken kendilerini bu konudan çekmişlerdir. Bellidir ki onlar da evet lehine kullanılmak istememektedir. Referandumda evet-hayır tercihlerini anlamaya, tahlil etmeye çalışırken aslında hiç hesaplayamadığımız önemli bir gerçek var.
Bu da, toplumun genelinde egemen olduğunu hissedebildiğimiz “kasvet” halidir. Bu öyle bir ruh hali ki, 1 Nisan şakası bile yapılmadı, bir tane şaka reklamı yüzünden koca koca insanlar birbirine girdi.
Bu kasvet halinde pozitif duygular gelişemez, negatif duygular ise inanılmaz bir süratle yayılır. Bu yayılmanın sandığa kadar nasıl ulaşacağını hesaplamak da mümkün değildir.
Bu noktada ancak bir kısım seçmenin son kararını sandık başında yapma ihtimalini söyleyebiliriz. Pusulada sadece iki seçenek olması da son andaki karar değişikliğini teşvik edecek pratik bir vaziyettir.
Kasvetli havanın içlerini kararttığı, gülemeyen, eğlenemeyen insanların elindeki mührü bir santim sağa ya da bir santim sola getirmesi çok kolaydır.