Esasta anlaşma yok

Haberin Devamı

Anayasa çalışmasında tıkanma olduğu ortadadır. Bu tıkanmanın bir yanında, AKP’nin başkanlık sistemiyle ilgili önerilerinin yer aldığı birkaç kez ifade edildi.

Meclis alt komisyonunda hangi maddelerde kesin uzlaşma sağlandığı bilinmediği için, çalışmanın hangi aşamada olduğunu da tam olarak öğrenemiyoruz.

Burhan Kuzu, alt komisyonda çalışmıyor, asıl komisyonun başkanı olarak çalışmaları izliyor. Prof. Kuzu kamuoyuna son olarak yansıyan bilgilerin aksine AKP’nin “hiçbir ön koşul” olmamasına ilişkin tavrının devam ettiğini söylüyor.

Buna göre, alt komisyonda çalışan AKP’liler başkanlık sistemiyle ilgili tartışmaların öne alınması konusunda ısrarcı olmamışlardır. Alt komisyonun diğer üç partiden üyeleri, sistemle ilgili maddelerin öne alınmasını isterlerse AKP de buna uyacaktır.

Ancak sorun sadece sistem tartışması, bunun kamuoyuna yansıyan tartışmaları değildir. Alt komisyon “özgürlükçü anayasa”nın temel maddelerinden biri olacak olan “vatandaşlık” tanımında da uzlaşma sağlamamıştır.

AKP ve CHP, vatandaşlık tanımıyla ilgili açıklamalarında, liderlerinin çeşitli ifadelerinde belli bir “formül”e oldukça yakın içeriklere taraftar olduklarını bildirmişti. Üzerinde mutabakat sağlandığı sanılan tanımda da uzlaşma sağlanmamış olmasının açıklanması gerekiyor.

Irkçı vurgudan arındırılmış vatandaşlık kavramına BDP’li üyeler de karşı çıkmayacağına göre, AKP ve CHP ile birlikte üç partinin “medeni” bir tanımda uzlaşmış olması bekleniyordu. MHP bugünkü formülün korunmasını başından beri savunduğu için bu değişikliğe katılması zaten beklenmiyordu.

Üç partinin sözcüleri de yeni anayasanın temel niteliğini belirleyecek olan en önemli maddelerden birinde neden anlaşma sağlanmamış olduğunu açıklamak durumundadır. Asıl kilitçiler ancak böyle anlaşılabilir.

Ancak Burhan Kuzu”nun verdiği bir başka sayı daha var. Buna göre alt komisyon özgürlüklerle ilgili olan 43 maddenin sadece 13-14 tanesinde anlaşma sağlamıştır. Direniş, hangi süs ve gerekçelerle kapatılmaya çalışılırsa çalışılsın, özgürlüklere direniştir, bunların da kamuoyun tarafından öğrenilmesi gerekir.

Esasta, medeni bir anayasanın temel niteliklerinde anlaşamayan bir Meclis”in ülkenin ilk sivil-demokrat anayasasını hazırlamayı başarması umudu giderek daha fazla azalıyor. Bu anayasa için en elverişli koşullar heba edilirse de, medeni anayasaya direnenler büyük vebal altında kalırlar.

DİĞER YENİ YAZILAR