Nüfusun artışıyla, devletin eğitim görevini aksatmaya başladığı dönemde bulunmuş alaturka ama pratik bir çözüm oldu “dershane”ler.
Temel eğitimin ve orta eğitimin kalitesi sürekli düşerken, üniversiteye girişte büyük eşitsizlikler ortaya çıkınca, imkânı olanlar çocuklarına özel ders aldırma yoluna gitti. Özel öğretmenler arasında “temayüz” edenlerin öğrencisi çoğaldı ve bu özel eğitim örgütlenmesi “özel dershane” sistemine dönüştü.
Ortaöğretimde genel düzeyin sürekli düştüğü açık. Teknik eğitime yönlendirme başarılı olmadı. Öğretmen açığı bir yana, öğretmen yetiştiren okullarda da eğitim düzeyi düşük. Öğretmenler bunları iyi bilir...
Sistem işleyecek mi?
‘Özel dershanede çocuklar ikinci bir eğitim alıp devlet okulundaki açıklarını kapatırlar, üniversite giriş sınavında başarılı olmaları ihtimali yükselir...’
Devletin temel eğitimdeki başarısızlığına böylece bir “çözüm” bulunurken önemli bir “iş kolu“ da yaratılmış oldu. Özel dershanelerin birçoğu özel üniversiteler kurdular.
Milli Eğitim Bakanlığı üniversiteye giriş kursu olarak çalışan dershaneleri kapatma kararı aldı. Makul gerekçe, üniversite giriş sınavının kaldırılarak yerine ortaöğretimde alınan notlar ve derecelerden oluşan bir puan sisteminin getirilmesi.
Okullar arasındaki büyük nitelik farkları dolayısıyla bu sistemin nasıl işleyeceği konusunda ciddi soru işaretleri olduğundan söz ediliyor.
Dershane olayının bir de “siyasi” tarafı var. Dershane sektörü ortaya çıkarken Fethullah Gülen cemaati bu alanda ciddi çalışmalar yapmış, hem sektörde geniş bir yer tutmuş hem de öğrencilere “hizmet” açısından başarılı olmuştu.
Gülen cemaatinin sözcüleri dershanelerin kapatılmasının doğrudan kendilerini hedef alındığı kanaatinde.
Gülen cemaatiyle AKP arasındaki bazı çatışma alanlarının dershane olayında etkili olup olmaması ayrı bir konu ama dershanelerin kapatılmasının eğitimin niteliğiyle ilgili bir gelişme saymak da zor.
Bu arada, dershanelere bugünkü yapıyla artık ruhsat verilmeyecek olsa da bunların “eğitim merkezi” olarak ve öğretim yapılarını biraz değiştirerek devam etmelerinde de yasal bir sakınca bulunmuyor.
Bir oda “matematik eğitim merkezi” olur, bir diğer oda “tarih eğitim merkezi” olur ve “talep” karşılanır.
Eğitim sorununun ‘pratik’ çözümü
Haberin Devamı