Seçim araştırmaları yapan kuruluşların çoğu bir süredir aynı oranları veriyor. Tahminlerin hiçbirinden bir sürpriz işareti çıkmıyor.
Kampanyanın başlamasıyla birlikte bu oranlar sabitleşmiş görüntü vermeye devam ediyor.
Tekrarlayalım:
Tayyip Erdoğan yüzde 54-55
Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38-39
Selahahattin Demirtaş yüzde 8-9.
Birinci ve ikinci isimler arasında yüzde 15-16 puanlık farkın kapanacağını uman da görünmüyor.
Bu oranlarda olabilecek değişikliklerin yönü de aşağı yukarı bellidir, farkın kapanması değil daha da açılması söz konusudur.
2.5 milyon seçmen
Seçim araştırması yapan kuruluşların hiçbiri yurt dışından gelecek oyları hesaplara dahil etmemektedir. Elde sağlam veriler yoktur, bu yüzden dışarından gelecek oylar hesap dışında kalmaktadır.
Yurt dışındaki seçmen sayısı yaklaşık 2.5 milyon olarak verilmektedir. Bunun esasını da Batı Avrupa’da yerleşik gurbetçiler oluşturmaktadır. Batı Avrupa dışındaki ülkelerde yaşayan ve oy kullanma hakkı olan seçmen sayısıyla ilgili ise ancak kaba tahminler yapılabilir.
Batı Avrupa dışında Rusya’da, Bulgaristan’da, Türkmenistan’da yaşayan, çalışan Türk vatandaşları vardır, ancak bunların sayıları bilinmemektedir.
Batı Avrupa’da, Türkiye seçimlerinde oy kullanma hakkı bulunan 2.5 milyon seçmenin 1.5 milyonunun oy kullanacağına ilişkin bir beklenti vardır. Bu 1.5 milyon seçmenin tüm seçmen içindeki ağırlığı da 4 puana tekabül etmektedir.
Batı Avrupa’nın profili
Bu seçmen üzerinde, sadece Batı Avrupa açısından baktığımızda etkisi olan iki siyasi güç AKP ve HDP’dir. CHP ve MHP’nin Avrupa’da örgütlü bir ağırlığı olmadığı da bilinmektedir.
Bunlara göre yapılacak en basit tahmin bu 4 puanın 3’ünün Erdoğan’a, 1’inin Demirtaş’a yönelmesidir.
Buradan yola çıkıldığında da Erdoğan’ın 10 Ağustos’ta alacağı oy oranının yüzde 58’e, Demirtaş’ın oy oranının da yüzde 10’a ulaşabileceği sonucu çıkarılabilir.
Erdoğan’ın oyunun, 2010 referandumundaki yüzde 58’e ulaşmasının siyasi anlamı önemlidir. Aynı şekilde Demirtaş’ın yüzde 10’a ulaşması da Kürt siyasetinin solla ittifak halinde etkinliğinin bir anlamda atlanması, merkez siyasetin temel aktörlerinden biri olması anlamına gelir.
Dışarıdan gelecek oylar, 10 Ağustos sonrası için büyük önem kazanmıştır.