Kemal Derviş daha önce de Türkiye'ye gelmiş, on yıl önce parlak bir çıkış yapan Yeni Demokrasi Hareketi içinde yer almıştı. Ancak o zamanki "yer alışı" da "iğreti" olmuştu.
İkinci gelişi, üçlü koalisyon hükümeti Türk ekonomisini duvara çarptırdığında gerçekleşti. Kemal Derviş ekonominin bir bölümünden sorumlu bakan oldu. Bu gelişinde ise Ecevit'e hayranlığını belirtti. İcraatı da kemer sıkma politikasının temellerinin atılması oldu. Bu sayede Türk ekonomisi uçuruma düşmekten kurtuldu.
Üçlü koalisyon dağıldığı sırada, Ecevit'in partisinin de aile partisi olarak kalacağı anlaşıldığında Derviş, İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan ile birlikte bir "yeni oluşum" hareketine katıldı. Sonra Derviş CHP'ye geçti, Özkan kaçtı, YTP sadece İsmail Cem'e kaldı.
2002 seçimi öncesinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bir önceki seçimde olduğu gibi barajın altında ve Meclis'in dışında kalmamak için Derviş'i CHP'ye "kabul etti". Derviş de önerdiği birkaç isimle birlikte milletvekili oldu.
Siyaseti istemiyorsa...
Kemal Derviş için anlatılan bir "Antep" fıkrası var: Adamın biri yoldan geçen birine seslenmiş: "Ne haber Haso?" Adam dönmüş, "Ben Haso değilim" demiş gitmiş...
Bu hikâye Kemal Derviş'in CHP ya da başka bir sosyal demokrat hareketin başına geçmesine ilişkin tartışmaları çok iyi özetliyor.
Derviş ısrarla siyasete ancak en tepeden gireceğini, fikir çalışmaları yapacağını, bunların ötesinde bir siyasi faaliyet yapmayacağını, liderlik sorumluluğunu kaldırmayacağını söyleyip duruyor.
Arkadan birileri de ona hâlâ "Ne haber Haso" diye seslenmeye devam ediyor.
Derviş, her yerde görülen, Türkiye'de de zaman zaman en uç örneklerine rastlanan bir "akademisyen" politikacı türünün örneği olarak gelip gidiyor.
Bu türün özellikleri aynıdır: Sadece fikir çalışmalarıyla siyasete bir etkide bulunmanın mümkün olduğunu zannederler, böyle olmadığını görünce de küserler; siyasetin en fazla fedakârlık gerektiren alanlarından kaçarlar; sürekli tereddüt halinde yaşarlar.
Üç yılda üç sosyal demokrat partiye girip çıkan, hiçbirinde aradığını bulamayan çok değerli akademisyenler bile görülmüştür.
Siyaset dünyanın her yerinde siyasettir ve başka bir iş yapılır gibi yapılamaz. Siyasetçi, inançları ve vizyonu için ısrar eden ve başa geçmek isteyen insandır. Çalışkan bir akademisyenin iyi bir siyasetçi olması şart değildir ve genellikle de öyle olamazlar.
Derviş, kişisel özellikleriyle doğal olarak ilgi ve sempati görmüş ve çok sayıda insan onu daha önemli görevlerde görmek istemiştir. 2002'de CHP'ye verilen oyların bir bölümünün kaynağı budur.
Ama Kemal Derviş, daha ilerisine gitmemek, kendi sevdiği tarzda çalışmaya devam etmek konusunda ısrarlıdır. O zaman bir an önce siyasetten tam olarak çekilmeli, başka umutlara yol açmalıdır.
Derviş'in gelişi gidişi
Kemal Derviş daha önce de Türkiye'ye gelmiş, on yıl önce parlak bir çıkış yapan Yeni Demokrasi Hareketi içinde yer almıştı
Haberin Devamı