Davalarla bitecek mi?

Haberin Devamı

Siyasi tarihimizin en önemli siyasi davalarından biri sonuçlandı. Bu yazı yazılırken karar açıklanmamıştı. Kararın ayrıntıları, ‘Balyoz’ adı verilen bu davanın ve aynı konudaki diğer davaların önemini değiştirmeyecek.

Bu davalar tamamlandığında, yaygın kanıya göre “siyasete askeri müdahale” dönemi sona ermiş olacak.

Yani bu ülkede bir daha askeri müdahale yahut 12 Mart veya 28 Şubat ya da 27 Nisan tarzı etkileme girişim ve eylemleri yaşanmayacak.

Bu davalar boyunca, yargılanan asker kişiler “siyasi” kanaat belirtmediler, ama çeşitli şekillerdeki icraatlarını “vatan tehlikeye düştüğünde” kendilerine düşen görevin yerine getirilmesi ve bu ihtimale göre “hazır olunması” olarak gördüklerini muhtelif vesilelerle belirttiler.

***


Söz konusu görev tanımı, yüz yıldan fazla bir süreye yayılan, bir imparatorluğun yok olması ve bir ulus devletin ortaya çıkması sürecinde oluşmuş bir “görev tanımı”dır.

Ergenekon davalarını sonuçlanmasıyla bu “görev tanımı”nın ortadan kalkmış olacağına ilişkin, bize göre iyimser bir kanaat doğmuş olabilir.

Anlaşıldığı kadarıyla, davaların açılabilmesini sağlayan siyasi iradede böyle bir kanaat mevcut. Bu tür icraatların suç olduğu hukuken kesinleşmiş olacak ve kimse bir daha böyle icraatlara yönelmeyecek...

Şu anda, adına ne denilirse denilsin; terörle mücadele ya da “düşük yoğunluklu savaş” denilsin, tanımında “savaş” kelimesi bulunan bir durum yaşıyoruz.

Siyaset ülkeyi bu “durum”dan çıkaramıyor. En önemli görevini yapamıyor.

Bunun nedenlerini, siyasi açıklamalarını çeşitli şekillerde yapmak mümkündür.

Ama bir “durum” var. Ve bu “durum”dan çıkabilmek için siyasi yollar zorlanmıyor, “askeri” dille konuşuluyor.

“Durum” daha da kötüye gittikçe bazı kişilerin yine yasalarda yer almayan bir “görev tanımı” ile düşünmeye ve davranmaya başlamayacaklarının güvencesi ise Ergenekon davalarında alınmış kararlar olmayacaktır.

Güvence, en ağır sorunların bile siyasetle ve demokratik yapı içinde, demokrasi ve hukukun gereklerinin eksiksiz yerine getirilmesiyle çözüleceği inancının tartışılmaz hâkimiyetidir.

Bu davalar, sadece bir yanlışın gösterilmesini sağlamış davalardır, ama aynı yanlışların tekrarlanmayacağının güvencesi olamazlar.

DİĞER YENİ YAZILAR