Haberin Devamı
Geçen hafta dört önemli konu tartışıldı ve CHP bunların her birinde aldığı tavırlarla sol siyasetle ilişkisini biraz daha kopardığını gösterdi.
Dersim gibi bir olay, ister kendi ülkesinde olsun ister dünyanın herhangi bir yerinde, sol siyasetin alabileceği bir tek tavır vardır, mağdurların yanında olmak, “devleti kurtarmak” adına işlenen suçların hesabını sormak.
CHP’nin tepesi Dersim konusunda bir tavır almadan Başbakan ile içeriği boş polemiklere girişirken partinin içindeki devletçi-muhafazakâr kanat kimliğine uygun olarak Dersim operasyonunu savundu.
Bedelli askerlik meselesinde de CHP’nin tavrı belli olmazken, parti adına yapılan bazı çıkışlar yine ağır “militarist-devletçi” kokular saçtı.
Hükümetin içinden gelen “vicdani ret” konusunda CHP’nin hiç sesi çıkmadı. Vicdani ret, yani inançları dolayısıyla askerlik yapmama hakkı sol partilerin ağırlığı olan bütün ülkelerde bu partilerin üzerinde durdukları ve geçekleşmesini sağladıkları bir haktır. CHP’de egemen devletçi-muhafazakâr ruh böyle bir hakkın varlığını kabul edemiyor.
Kürt siyasetinin geriletilmesi. PKK-KCK etkinliğinin kırılması amacıyla yürütülen KCK operasyonlarının ulaştığı boyut da CHP’yi rahatsız etmiyor. Darbeye hazırlık faaliyeti sanıklarının avukatı olma görevini ısrarla sürdüren CHP’nin ilgi alanı içinde KCK operasyonlarıyla getirilen fiili siyaset yasakları yer almıyor.
Bütün önemli sorunlarda tutarlı bir politikası bulunmayan, kimliğini yöneticilerinin bile tanımlayamadığı ve tek siyasi duruşu “AKP karşıtlığı” olan bir siyasi partinin değil iktidar adayı olması, ciddiye alınabilir bir muhalefet partisi olması bile mümkün değildir. CHP’ye oy verenlerin önemli bir bölümünün de ülkenin oy verdikleri parti tarafından yönetilebileceğine inanmadığı kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkıyor.
Sonuçta CHP kimlik yokluğuyla, “ulusalcı-devletçi” ruhu solculuk zanneden kasaba politikalarıyla ciddi bir erime süreci içine girmiştir. Bu erimenin ucunda gerçek bir sol parti ışığı ortaya çıkmazsa da Türkiye fiili bir “tek parti” yönetimine mahkûm kalır.