CHP, Ak Parti ile koalisyon hükümeti kurmak istemiyor, ama iktidarda olmak istiyor. Hem de başbakanlık görevinin CHP genel başkanında olmasını istiyor.
Halkın, iktidarın yakınına bile yaklaştırmadığı, oyu birinci partiden 17 puan aşağıdaki ana muhalefet partisinin iktidar olmak hem de birinci parti olarak başbakanlığı almak istemesi “son fırsat” umudundan başka bir şey değildir.
Meclis başkanlığı seçiminde “blok”u oluşturamayan, MHP ile anlaşma sağlayamayan CHP’nin ortak hükümet için uğraşmasını mantıkla açıklamak da mümkün değildir.
Hayali “blok”un iki partisinden biri, MHP, “blok”un üçüncü partisiyle, değil bir araya gelmek, selam vermek bile istemiyor. Bunu sürekli olarak söylüyor ve her hükümet formülü için ortaya koyduğu üç ana talepten biri olarak “barış sürecinin sonlandırılması”nı öne sürüyor.
MHP’nin “olmazsa olmaz”ı “barış sürecinin bitmesi”dir. HDP’nin “olmazsa olmazı” ise barış sürecinin devam etmesidir.
CHP, sanki başka bir ülkede yaşıyormuş gibi, biri savaş diğeri barış isteyen iki partinin bir araya gelebileceği umudunu taşıyor ve bunu ifade ediyor.
CHP’nin istediği “blok”un olabilmesi için MHP’nin barış süreciyle ilgili sert çizgisini değiştirmesi, en azından esnetmesi gerekiyor. Ama MHP tarafından bu yönde gelmiş bir ışık yok. MHP Genel Başkanı’nın bir danışmanı ile Ümit Özdağ’ın, partinin resmi görüşünün dışına azıcık çıkan ifadeleri de genel başkan tarafından durduruldu.
Blokta olması hayal edilen üç partinin tek ortak noktası Tayyip Erdoğan karşıtlığı, hatta düşmanlığıdır. Bunun dışında üzerinde birleştikleri bir hat yoktur.
CHP, Ak Parti ile koalisyon yapmak istemeyebilir, bunun için gerekçeleri vardır, bunların hepsi anlaşılabilir. Ama buna karşılık mümkünü olmayan bir bloğun peşinde koşmak, siyaset yapmak değil, eski deyimle havanda su dövmekten ibarettir.
CHP bu şekilde durumu idare ederken, Ak Parti ile koalisyonu reddettiği zaman da yine MHP’nin elini biraz daha güçlendireceğinin farkında olmalıdır.
Koalisyon açısından bakıldığında MHP’nin eli güçlendiği zaman da, siyasetin tümüne bakıldığında da HDP’nin pozisyonu güçlenecek, CHP yine akıntının dışında kalacaktır.