16 Nisan sonuçları Ak Parti iktidarının rahatını zedelemiş olabilir, ama iktidar mesafelerini değiştirmiş değildir.
Ak Parti MHP ve HDP seçmeninden aldığı oylarla referandumu kazanırken, kendi oylarındaki kaybın da gayet iyi farkında.
BBP ve Hüda-Par desteklerinin de küçük olsa da önemli olduklarının da bilincindedir.
MHP, HDP, BBP, Hüda-Par, hatta CHP’den gelen oylar çıkarıldığında Ak Parti’nin taban oyu yüzde 43-45 aralığında görünmektedir.
CHP tarafında ise MHP’den, HDP’den, Ak Parti’den ve muhtemelen ilk kez oy kullanan genç seçmenden gelen oylar vardır. Bütün bu oylar CHP’nin yanında olmak için değil, Ak Parti’nin, Erdoğan’ın karşısında olmak için burada toplanmıştır. Bu oylar çıkarıldığı zaman da CHP’ye kalan oy oranı yüzde 27-29 arasındadır.
Bu oran CHP için başarıdır, hem de ciddi bir başarıdır, ama iktidar adaylığına olan mesafesini kapatan düzeyde bir başarı değildir. 16 Nisan sonuçları CHP’yi siyasi iktidar adayı yapmamıştır. 16 Nisan ertesinde bir sonraki seçimin iktidar adayı halen bir tanedir, o da Ak Parti’dir.
CHP genel başkan değişikliğinden bu yana bütün seçim stratejilerinde başarısız olurken, ülkeyi yönetme niteliğine sahip bir kadro ile halkın önüne çıkmış da değildir.
Yeni sistemde “lider” kavramı tartışmasız öne çıkacağı için halk partileri değil cumhurbaşkanı adaylarını kıyaslayacaktır.
Geçen seçimde CHP’nin MHP ile ortak aday stratejisi tutmadığı gibi kendi tabanından da onay görmemiştir.
Aynı strateji yine başarısızlığa mahkum olduğuna göre CHP halkın önüne çıkaracağı program ve Ak Parti döneminin eleştirisiyle uğraşırken esas olarak “lider” sorunun çözmek zorundadır.
Kılıçdaroğlu geçen seçimde aday olmayarak zaten ciddi bir ağırlık ve güven kaybetmiştir.
CHP bu yapısıyla iktidara ancak bu kadar yaklaşabilmiştir, bu da Ak Parti’nin tek adaylığını tehdit eden, en azından zora sokan bir mesafe değildir.
Bu mesafenin doğurduğu küçük bir umut ışığı da referandumun ötesine geçebilecek bir kuvvet göstermemektedir.