Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, yardımcısı Onanç’ın yönetimden ayrılmasını istemesiyle CHP’de sosyal demokratların tasfiyesi için düğmeye basılmış oldu.
Baykal’ın ahlaksız bir oyunla gönderilmesinin ardından CHP’de sol-demokrat bir “açılım” umudunun ortaya çıktığı günlerde partiye doğru bir hareketlenme olmuştu. Devletçi-milliyetçi ana yapının her şeye rağmen dönüştürülebileceğine; kendisini solda ve demokrat görüp çağdaş bir sosyal demokrat partinin toplumda ağırlık taşıyabileceğine inananlar CHP’de toplandı. Genel Başkan seçiminde öne çıkan da bu değişim beklentisine uygun bir isim oldu.
Kılıçdaroğlu’nun tercihi
Ama Kılıçdaroğlu’nun tercihi, giderek daha kuvvetli şekilde ayrışan ve bir tarafın diğerlerini “hain” olarak gördüğü çatışmanın ortasında durmaya çalışmak, kâh o yana kâh bu yana manevralarla; bazen demokrat çıkışlarla, bazen de en geri devletçi tavırlarla durumu idare etmeye çalışmak oldu.
Böyle bir “idare-i maslahat”a imkân bulunmadığını söyleyenlere bol bol “CHP düşmanı” sıfatı takıldı. Partinin ana siyaset eksenini Silivri hattına çekmek isteyenlere Genel Başkan yol verince de bugünkü uzlaşılmaz noktaya gelindi.
Sözlü ve yumruklu saldırılara uğrayan Tanrıkulu, CHP’nin “barış karşıtı” bir politika yürütmesinin yanlışlığını, CHP’de mevcut olduğu varsayılan sol ve insani duyarlılıklara dayanarak anlatmaya çalışmıştı.
Gülseren Onanç, görevi gereği yaptığı bir çalışmada CHP’ye oy verenlerin yüzde 65’inin “barışçı çözüm”ü desteklediğini tespit etmiş ve bunu açıklamıştı.
Bir grup milletvekilinin kanal kanal gezerek tek iş olarak Silivri avukatlığı yapmasından rahatsız olmayan Genel Başkan, Onanç’ın katıldığı bir tek programdan rahatsızlık duydu.
Genel Başkan’ın bizzat düğmeye basmasıyla, CHP’nin ulusalcıları solcuların tasfiyesi için onay almış oldular.
Yeni isim belli
Bu onay, aslında genel başkan değişikliği için de verilmiş bir onaydır.
CHP’nin “ulusalcı” kanadı için “demokratik anayasa vaadi”nde bulunan, “barış sürecine kredi”den söz eden bir genel başkan, sonra geri adım atsa bile çoktan “güvenilmez” sınıfına konulmuştur.
Bunların gönüllerinde yatan, yıpranmaması için kendisinden fazla söz edilmeyen genel başkan adayı da CHP kulislerinde epeydir konuşuluyor.
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, yerel seçim öncesinde hızlı bir operasyonla kendi yerine getirildiği zaman Kılıçdaroğlu’nun, neden başarısız olduğunu düşünebileceği çok zamanı olacak...
CHP’de solun tasfiyesi
Haberin Devamı