KCK yöneticisi Cemil Bayık bir süredir, en iyimserlerde bile tedirginlik yaratacak açıklamalar yapıyor. Dün de “çekilmenin durduğunu” söyledi.
BDP Eş Başkanı Demirtaş’tan gelen ilk tepkiye göre Bayık’ın açıklaması “kurumsal” bir nitelik taşımıyor.
Barış sürecinde PKK tarafında farklı yorum ve tavırların ortaya çıkması beklenmedik bir durum değil. Benzer deneylerden biliyoruz ki, çok daha sert farklılaşmalar yaşanabiliyor.
Kürt tarafında “güven” ile ilgili kuşkuların ortaya çıktığını da bir süredir görüyoruz. Abdullah Öcalan’ın Nevruz bildirisinde ortaya koyduğu yol haritasında bugüne kadar bir sapma olmaması da Öcalan’ın iradesiyle açıklandı ve bunun doğru olduğu aradan geçen kısa sürede birçok kez görüldü.
Öcalan, bugüne kadar direksiyonu her eline aldığında yol haritasındaki olası sapmaları düzeltti.
Süreçte bir “sahipsizlik” sezgisi ortaya çıkınca, dünkü “çekilmeyi durduruyoruz” sözüne kadar uzanan bir rahatsızlığın uç vermesi de beklenmedik bir durum değil.
Barış sürecinin yeni bir ayarla birinci mesele olarak öne çıkması gecikirse kafa karıştırıcı başka unsurlar da ortaya çıkabilir. Son olarak Hakkâri’deki bomba yüklü araçlar olayının sürece sabotaj amaçlı bir faaliyetin parçası olduğunu dair ciddi kokular var.
Bayık, kendi kararıyla “çekilmeyi durdurma” ilan edebilir, ama barış sürecine gerçekten inanmış iradeler çekilmenin tamamlanmasını sağlayabilir.
“Akil insanlar”ın yaptığı önemli çalışmaların üzerine, bu çalışmaların yansımalarının beklendiği sırada ortalığı Gezi bulutu kapladı. Gezi gerilimi “akil insanlar”ın çalışmasının da kenara alınmasını sağlayarak “moral hasarları”na ciddi katkıda bulundu. Gezi’nin yaydığı “ufunet” maalesef barış sürecine çelme oldu.
Barış sürecinde, dünkü gibi virgüller olabilir, ama birinin kalkıp gerçek bir nokta koymaması için, yeni bir “moral hamlesi” ve irade tazelemesi için çok imkân var. Bu imkânların en sağlamı da barış sürecine toplumsal desteğin devam etmesidir.
Çekilmenin durması
Haberin Devamı