O soru henüz açık açık sorulmuyor. Çok yavaş ve alçak sesle ifade ediliyor.
O soruyu sormak “hayır” tarafı için de zor, çünkü o soru sorulduğu anda ortaya ciddi bir boşluk çıkıyor.
Can alıcı soru şu: 16 Nisan referandumunda hayır çıkarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti hükümeti istifa eder mi?
Erdoğan’ın ve Ak Parti sözcülerinin tansiyonu yüksek bir kampanya yürütecekleri belli olmuştur.
Bu iddialı kampanyanın ana fikri de “eğer evet çıkmazsa vatan hainleri kazanır” haline gelmektedir.
Hayır cephesinin, kazanmaları halinde dahi önerebileceği, halka sunabileceği bir yönetim projesi bulunmamaktadır. Bu durumda tek talebi erken genel seçime ve cumhurbaşkanı seçimine gidilmesidir.
Bir erken genel seçimde de CHP’nin kendisi bile iktidar alternatifi olabileceğine inanmadığına göre ortada sadece bir soru işareti kalmaktadır.
Ak Parti’den gelen ilk sesler, erken seçim fikrini reddetmektedir. Hükümet tarafı, “ülkenin geleceğiyle ilgili projemizi halk onaylamadı, biz de bugünkü şartlarla görevimize devam ederiz” dediği zaman halk nezdinde bir rahatlama olması doğaldır.
Ciddi bir iç çatışma alanının ortadan kalkmasının beklentisinin ağırlığını halktaki kararsız kesimin yüksekliği de göstermektedir.
Her gün sinirli ve gergin konuşmalar dinleyen, sürekli kriz, savaş, şehit, operasyon haberleri izleyen insanların ruh hallerini de ülkeyi yönetenler görmek, anlamak durumundadır.
Ülkeyi yönetenler çeşitli nedenlerle savaş halinde yaşamayı isteyebilirler ama hiçbir halk bunu istemez, çünkü bunun maliyetini iyi bilir.
Referandumu önümüzdeki genel seçimin sonrasına ertelemek halen önemli bir seçenektir.
16 Nisan’da halkın önüne ciddi bir kaos endişesiyle çıkarak halkı zorlamada en üst noktaya ulaşmak herkes için bir risktir.
Cumhurbaşkanı seçiminde ve son genel seçimde, halk Tayyip Erdoğan’a güvenini gösterdi ve yetki verdi.
Eğer Ak Parti bir güven oylamasına daha ihtiyaç duyuyorsa erken seçime giderek makul yöntemlere başvurur.