Ankara, “komşularla sıfır sorun” diye açıkladığı bir dış politika anlayışını ortaya koyduğunda tartışmasız bir destek almıştı.
Bugün sadece Mısır ve Suriye dolayısıyla ortaya çıkan politik durum değil, Avrupa ile ilişkiler de ABD ile yaşanan serinlik de tartışma konusudur.
Orta Doğu’da Arap Baharı, dünyanın demokrasiye bakan yüzünün tümünü heyecanlandırmış, bataklığın barış denizi olması hayalinin yakındaki bir gerçeğe dönüşebileceği umudu çok yükselmişti.
Bu umut birkaç alanda kesintiye uğradı. Baharın yayılmasında bir anlamda kilit ülke hâline gelen Suriye’de güçlü bir demokrat muhalefet ortaya çıkmadı ve ülkenin iç dinamikleri böyle bir hareket üretemedi.
Suriye’de bugün bir iç savaş söz konusu ve Esad rejiminin karşısında toplumsal desteği zayıf olup daha çok radikal İslamcı kuvvetlere dayanan bir muhalefetin bulunuşu da bir açıdan rejimin gücü hâline geldi.
Esad’ın Birleşmiş Milletler denetçilerinin, kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını araştırmalarına hızla izin vermesi de ayrıca dikkat çekicidir.
Kanlı sarmal
Orta Doğu’da savaşan kuvvetlerin hiçbiri geleneksel şiddet döngüsünün dışında değildir. Sünnilerle Şiiler de aynı sarmalın içinde savaşıyor. Arap dünyasının farklı güçleri de savaşırken “insani” herhangi bir kaygıya ağırlık vermiyor. İsrail de aynı sarmalın bir köşesinde.
Mısır’da demokrasinin dayanağı olması beklenen Müslüman Kardeşler de Hıristiyan, Yahudi ve Kıpti topluluklarla çatışırken aynı sarmalın içinde hareket etmişlerdir.
Bu sarmalın içinde darbe sonrasında siyasi İslam’a yakın bazı hareketlerin İhvan’a karşı darbeyi desteklemesi şaşırtıcı değildir; tam tersine, Orta Doğu’ya özgü yapının karmaşıklığının tezahürlerinden sadece birisidir.
Ankara’nın yolu
Orta Doğu politikalarında etkili olmak kuşkusuz Türkiye için doğrudur, ama bölgenin yapısını iyi bilmek ve tek boyutlu bir tıkanmanın içine sıkışmamak şartıyla.
Orta Doğu’da Müslüman Müslüman’ı gözünü kırpmadan, çoluk çocuk dinlemeden öldürürken bütün bu kan göllerinin yok olmasına katkıda bulunmak için çok boyutlu politikalar inşa etmek gerekiyor.
Ankara için bu politikaları inşa etme imkânını değerlendirmenin en etkili yolu da Kürtlerle barış, barışma sürecidir. Ankara’nın bölgede gerçekten önemli bir aktör olmasının yolu hâlâ buradan geçiyor.
Burası Orta Doğu
Haberin Devamı