Birinci olay Uludere / Roboski’dir. Kaçakçı grubu havadan bombalandı, 34 kişi öldü. Mahkeme bu konuda yargılama yapmayı reddetti.
Yakınları ölen köylülere bir bahaneyle para cezaları verildiği haberinin doğruluğu da tam anlaşılmadı. Ama anlaşılan, “birileri” köylülerin çocuklarının davasını sürdürmemeleri için böyle bir caydırma yöntemini uygulamaya en azından teşebbüs etmişti.
Yargı gerçeği araştırmak, soruşturmak istemiyor. Devletin içinden birileri de olayın kapanması için yol arıyor.
Neden karanlıkta?
İkinci olay Paris’te üç kadının öldürülmesidir. Kürt hareketinin içindeki bu kadınların katili olarak bir “zanlı” var. Bu zanlıyla ilgili çeşitli iddialar ortaya atıldı. Bazı protestolar oldu. Sonra herkes sustu. Türkiye’deki ve Fransa’daki soruşturmaların ne durumda olduğu bilinmiyor. Fransız yetkililerden de bir ses çıkmıyor. Üç kişinin öldürüldüğü bu cinayetin aydınlanmasını sanki kimse istemiyor. Fransız güvenlik yetkilileri neden istemiyor? Bunun cevabını arayan da yok.
Üçüncü olay Hatay Reyhanlı’daki katliamdır. Önce suçlanan Suriye’deki Esad rejimi, Esad için çalışan Türkiye bağlantılı bir örgüt oldu. Suriyeliler suçlamayı kesinlikle reddetti.
Bu arada Başbakan, Gezi olaylarını bağladığı “komplo”yu anlatırken Reyhanlı ile ilgili olarak “Ergenekon” kelimesini kullandı. Devletin elinde birçok zanlı var, hatta operasyonunun bir numarasının teslim olduğu da iddia edildi, ama karartma devam ediyor.
Yenileri ekleniyor
Dördüncü olay, Gezi protestoları sırasında bir polisin tabancasından çıkan kurşunla bir gencin ölmesidir. Mahkeme “meşru müdafaa” gerekçesiyle polisi ilk celsede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Bu kadar açık bir “meşru müdafaa” hâli olması için, ölen gencin elinde polise doğrultulmuş bir silah olması gerektiğini hukuk birinci sınıf öğrencileri de biliyor. Bu kadar hızlı bir üstünü örtme, unutturma faaliyetinin dikkati çekmemesi mümkün değildir.
Geçmişimizle ilgili vicdani temizlikler yapılmaya çalışılırken, toplumun vicdanına sürekli yeni ağırlıklar yükleniyor. Bu ağırlıklardan kurtulmak isteyen var mı?
Bunlar unutulursa
Haberin Devamı