Kemal Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşü şimdiden siyaset sahnesinde önemli değişiklikler yarattı.
CHP’liler, CHP’ye oy verenler ve vermeyi düşünenler için Kılıçdaroğlu artık liderdir.
Ama Kılıçdaroğlu’nun 2019 başkanlık seçiminde Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkıp çıkmayacağı sorusunun halen bir cevabı yoktur.
16 Nisan referandumu ertesinde adalet yürüyüşü ile partisini de önemli ölçüde toparlamış görünen Kılıçdaroğlu’nun adaylığını CHP camiası isteyecektir.
Geçen cumhurbaşkanı seçimine “şerefli ikincilik” rızasıyla katılan muhalefet 16 Nisan etkisiyle seçimi kazanmak için çalışacaktır.
Bugün erken gibi görünse de, cumhurbaşkanı seçimi eğer ikinci tura kalırsa, HDP’lilerin de eski MHP’lilerin de Erdoğan’ın karşısındaki adaya oy verme eğiliminde olacağı bellidir.
CHP, referandum kampanyası sırasında da devam eden adalet yürüyüşünde de bu destekle hareket etmeyi başarmıştır.
Dolayısıyla CHP yönetimi 2019 başkanlık seçimi için de aynı stratejiyle hareket edecektir.
Erdoğan’ın “metal yorgunluğu” tespitinin gereklerini Ak Parti’nin yapabilmesi için de uzun bir süre yoktur. Sorunlar yığınında neredeyse her gün bir artış yaşanırken bütün çözümlerin en tepeden beklenmesi de bütün Ak Parti açısından daha fazla yorgunluk anlamına gelmektedir.
CHP, adalet yürüyüşünün arkasından başkanlık seçimi hazırlığına geçerken büyük bir siyasi malzeme birikiminden faydalanma imkanına sahiptir.
Ak Parti’nin adalet yürüyüşüne karşılığının yine FETÖ-PKK edebiyatıyla sınırlı kalması da bir siyasi daralma durumunu göstermektedir.
Ak Parti, FETÖ-PKK edebiyatında tıkandığı sürece ortaya çıkacak siyasi boşlukları birileri doldurur.
Adalet yürüyüşünün sona ermesine birkaç gün daha var. Yürüyüşe nasıl bir nokta konulacağını bilmiyoruz. Ama korkuları giderecek olanın da siyasi iktidar olduğunu tekrar etmekte hâlâ çok fayda var.