Bugün yine gergin bir gün geçireceğiz. İstanbul’un merkezinden ve başka şehirlerden haber bekleyeceğiz.
Çatışma olur mu, çok yaralı olur mu, ölen olur mu diye dertleneceğiz ve neden bunların olduğunu kendimize, çevremize soracağız.
Neden bu gerilimleri, üzüntüleri yaşamaya mahkum olduğumuzu soranlara verebileceğimiz tatminkar bir cevap yok.
Yeni bir korku daha geldi
Tatminkar bir cevap yok ama hala “korku” var. Eskiden korku komünizm korkusuydu, komünistler gelir ülkeyi yutarlar Rusya’nın peyki yaparlar diye korkulurdu.
Bunun yanına bölünme korkusu eklendi, varlıklarını inkar ettiğimiz insanların ülkeyi böleceğinden korktuk, hala da korkuyoruz.
Bitmeyen diğer korku olarak irtica hep bir kenarda duruyor. İrtica gelir, ülkeyi İran gibi, Afganistan gibi yaparlar diye korkuyoruz.
Şimdi bir başka korku daha geldi, “diktatörlük” korkusu... Korkusuz yaşayamayanlar için ilaç gibi geldi bu korku.
Gergin yaşamanın şartları
Komünizm korkusu kalmadı. İrtica korkusu biraz var ama, ülkenin İran olacağına kimse inanmıyor. Bölünme korkusu yine var ama, demokrasinin bu korkunun panzehiri olduğu kanaati hızla yayılıyor, eşitlikçi bir hayatta, ayırımcılığın olmadığı bir hayatta bu korkuya yer kalmadığını daha çok görüyoruz.
Korkusuz yapamadığımız için kendimize yeni bir korku bulduk. Bütün eski korkuları bunun içine doldurduk ve gergin yaşamanın yeni şartlarını oluşturduk.
Epeyce benzin döküldü
Biber gazı ve tomalarla bu korkuya epeyce benzin döküldü. ‘Buna gerek var mıydı?’ sorusu da hep sorulacak, bugün yine sorulacak.
Ülkeyi böylesine gergin ve her an bir iç savaş patlayacakmış gibi tedirgin yaşamaya zorlamak kimsenin hakkı değil.
Bu gerilimin altında gerçek bir altyapı yok, sadece eski korku ve savaşların kalıntılarının bir araya getirilmesi var.
Bu kalıntıların hala gerilimi tepede tutacak bir kuvvet olabilmelerinin de tek dayanağı demokrasi eksiklerini tamamlamada gösterdiğimiz gecikmelerdir.
Gerilimle yaşamak, bütün topluma gerilim yaşatmak isteyenler dayanaklarını burada buluyor, biber gazıyla besleniyor, korkuları gidermek için hamle eksikliğinden rüzgar buluyorlar.
Ama hiç kimsenin şu anda bu topluma bu gerilimleri yaşatmaya hakkı bulunmamaktadır. Bugün yaşanacaklar da kimseye bu hakkı vermez.
Buna kimsenin hakkı yok
Haberin Devamı