Her seçimin birkaç “ana konu”su vardır. Siyaseti iyi yönlendirebilen, altyapı imkanlarını iyi kullanarak “ana konu”ları belirleyebilir.
7 Haziran seçiminin ana konuları “Tayyip Erdoğan” ve “Kürt meselesi”ydi. Bütün muhalefet Erdoğan’ı “ana konu” yaptı, Ak Parti ve Erdoğan da Kürt meselesini “ana konu” yaptı.
1 Kasım seçiminde, siyasi ve ekonomik istikrar, ister istemez “ana konu”lardan biri olacak. 7 Haziran seçim sonuçlarının ardından bir “yönetme sorunu” ortaya çıktığı için bu herkes için mecburi bir ana konudur.
İkinci “ana konu” birkaç ay önce “barışa nasıl ulaşılacağı” tartışmasıydı, şimdi ise “terör” oldu. Büyük çoğunluk için meselenin adı “terör” olsa da “barışa nasıl ulaşılabilecek” sorusu devam etmektedir.
Seçmenin büyük çoğunluğu, birinci “ana konu” üzerine karar verirken bir tek soruya cevap verecektir: Ak Parti’ye oy vermek mi siyasi ve ekonomik istikrarı getirir, oy vermemek mi?
Bu soru sorulduğu sürece Ak Parti açısından avantajlı bir durum ortaya çıkmaktadır. İki muhalefet partisi de, CHP ve MHP ülkeyi yönetmek veya yönetimine katılmak iradesi ve kuvvetinde görünmemektedir. Ancak seçmenin siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı birinci ana konu olarak düşünmesi de ille de Ak Parti’yi oy vereceği anlamına gelmez.
Şimdi “terör” dediğimiz meseleye de herkes kendi açısından değişik isimler vermektedir. Büyük çoğunluk “terör” dese de bunun sayısız alt başlıkları vardır ve bunlar da zaman zaman öne çıkmaktadır.
1 Kasım’la ilgili olarak şu anda “terör” meselesi üzerinden tahlil yapıldığı zaman önce Ak Parti’nin 7 Haziran öncesi ve sonrası stratejisi tartışılacaktır. Zaten enine boyuna tartışılmaktadır. 1 Kasım’da oy kullanacak seçmen de tercihini yaparken Ak Parti’nin bu stratejisini göz önünde tutacaktır.
Seçmenin genelinin bu meseleye bakışını aslında 1 Kasım akşamı öğreneceğiz, ama seçmenin Kürt kesiminin bakışını bilmek için beklemeye gerek yok. Bu strateji Kürt seçmeni Ak Parti’den biraz daha uzaklaştırmıştır.
Seçim koşulları ne olursa olsun, Kürt seçmenden Ak Parti’ye gidecek oylar azalma eğilimindedir ve bu seçmen şu anda HDP’de toplanma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
1 Kasım’ın ana konularının önümüzdeki bir buçuk ay içinde değişme eğilimi bulunmuyor, ama küçük oranlardaki algı ve açı değişiklikleri de seçim sonuçları üzerinde büyük etkileri yaratmaya hâlâ adaydır.