Bir okurumuz, son operasyonla ilgili sorular sorduktan sonra herhalde çok fazla insanın kendilerine ve etrafa sordukları soruyu sormuş: Bu işler ne zaman biter?
Bu işlerin ne zaman biteceğini söylemek için, en başından, ne zaman başladığından yola çıkmak gerekiyor. Ergenekon ve darbe davaları uzun bir vesayet döneminin ilk kez sorgulandığı davalar olmuştu.
Bugün devam eden işler de başka bir vesayet girişiminin ortaya çıkması, faaliyete geçmesi, demokrasi hattındaki en önemli hamlenin durdurulmasıyla ilgili olduğuna göre, bu hamlenin tamamlanmasıyla sona ermek durumunda.
Birkaç gündür, 14 Aralık operasyonu dolayısıyla çok şey söyleniyor, ama Gülen cemaati adına konuşanların hiçbiri 7 Şubat 2012 operasyonundan söz etmiyor.
AKP ile Gülen cemaati arasındaki ilişkinin kırılma noktası, cemaatin barış sürecine karşı tavır alması ve 7 Şubat 2012’de MİT başkanı ve ardından Başbakan’a yönelik operasyon girişimiyle başlamıştır.
Başlangıç noktası bu olduğuna göre bitiş noktası da bununla bağlantılı olacaktır. Gezi olaylarından sonra, 17-25 Aralık operasyonuyla yine en tepeye vurulmak istenmiş, birkaç yıldır biriktirilmiş dosyalar ve gizli dinlemelerden sağlanmış bilgilerin hepsi bunun için kullanılmıştır.
Gezi olayları, 2013 Nevruz’unda yapılan barış çağrısının ertesindedir. Diyarbakır meydanında on binlerce insan barış için tavır aldıktan hemen sonra Gezi olayları sahneye konulmuştur.
Bu işler ne zaman biter? Bu sorunun cevabı aslında çok açıktır: Barış sürecinde silahların bırakılması aşamasına geçilip, demokratik hamlelerin hızlanmasıyla biter.
Biter çünkü kalkışmanın asıl kaynağı yenilgiyle sona ermiş, barış sürecinin önünün kesilmesinin artık asla mümkün olmayacağı kesinleşmiş olacaktır.
Barış sürecinin son aşamaya gelmesi de kaçınılmaz olarak Batı’nın son dönemdeki algılarını değiştirmesini de sağlayacaktır. En büyük ve en temelli demokrasi hareketini başarmış bir ülkenin demokratik sürecinden kuşkulanmak abes olacaktır.
Bu işler barış sürecinde Hükümet’in ciddiyetini göstermesiyle başladı, görevini tamamlamasıyla da tarihte kalacaktır. Bundan sonra başka oyunlar gündeme gelir mi, gelebilir, ama demokrasi kaygıları kuşkuları kalmayınca hiçbir oyuna elverişli bir zemin de kalmayacaktır.