Terör, 60’lı 70’li yıllarda bir siyasi mücadele yöntemi olarak, dünyanın görmediği bazı haksızlıklara, zulümlere dikkat çekme yöntemi olarak çok kullanıldı.
Gelişmiş Batı ülkelerinde de, gelişmiş demokrasi koşullarında da terör bazı radikal sol hareketlerin “devleti zayıflatma ve zayıf gösterme” stratejisi oldu.
Sonra bunların çoğu bitti. Ama Ortadoğu’nun bitmez savaşları içinde yaşamaya devam ediyor. Terörün bir siyasi mücadele yöntemi olarak yaşadığı alanın İslam coğrafyasının büyük bir kesimi olduğu bugünün gereklerinden biridir.
Son kanlı terör eylemine imza atan DHKP-C adlı örgüt, 70’lerin sonunda radikal sola hakim olan Devrimci Yol hareketinin bölünmesiyle Devrimci Sol olarak ortaya çıkmıştı. 1980 öncesinde birçok terör eylemi bu örgütün imzasını taşıyordu.
Bu örgütün uzun analizlerine girmenin bir anlamı yok. Ancak hatırlanması gereken bazı olaylar var. DHKP-C 90’lara gelirken uyuşturucu kaçakçılığı ile anılmaya başlanmıştı. Nitekim Susurluk sonrasında, devletin içindeki bir grubun uyuşturucu olayını kontrol etmek için bu örgütten yararlandığı soruşturmalarda ortaya çıkmıştı.
Sabancı suikastının faillerinden biri Suriye’de yakalandı, hapse girdi ve hiç konuşmadan orada öldürüldü. Cinayeti işleyen “devlet görevi yaptık” dedi.
Faillerden bir diğeri bir türlü Belçika’dan getirtilemedi. Getirilmek istenmediği iddiaları sürekli devlet tarafından yalanlandı, ama o kişi getirilemedi. Belçika o şahsı vermedi ve Belçika devleti ve istihbaratının bu işlerle ne ilgisi olduğu sorusu da cevapsız kaldı. Sonuçta kalan tek cevap Belçika devletinin birilerine bir borç ödemek ve hatırını kırmamak adına Fehriye’yi iade etmediği cevabı kaldı.
Son yıllarda bu örgütün adı yeniden duyulmaya başladı. Herhangi bir kitle tabanı bulunmayan bu örgütün nasıl ve neden canlandığını, son birkaç yıldır birçok şiddet olayında isminin ve izlerinin bulunmasının cevabını bilenler herhalde vardır.
Tükiye’de terörün kitlesel desteğe sahip tek örgüt olan PKK’nın, “terörle ilerleme sağlamak artık mümkün değildir” diyerek silah bırakma aşamasına geldiği bir dönemde, otuz yıl öncesinin mantığıyla terör eylemleri yapan bir örgütün tekrar ortaya çıkmasının bir nedeni vardır.
Bir neden vardır, bir de ip vardır, bir de ipin ucundakiler vardır.