Bunca insanın kanın dökülmesine alışmamak zorundayız. Ama galiba alıştık.
Bütün yetkili ve bütün vatandaşlarını yaşatmakla yükümlü zevatın hala aynı lafları ediyor olmaları büyük talihsizlik.
“Barış süreci” rafa kaldırılalı bir yıla yaklaştı. Artık bilanço çıkarmanın da bir anlamı kalmadı. O kadar çok insan öldü ki, isimlerini sadece yakınları hatırlıyor.
Terörle mücadelede askeri çözüme karar verildiğinden dönemin başbakanı sabaha kadar ağlamış. Demek oluyor ki, neler yaşanabileceğini bilerek bu karar alınmıştır.
Önce Nevruz diye bir tarih verildi, sonra süre “son terörist bertaraf edilene kadar” oldu, şimdi de “kıyamete kadar”a gelindi.
“Terörün beli kırıldı” lafı 90’lardan bu yana onlarca, yüzlerce kez edildi. Terörün belinin kırılmadığını da elleri havada teslim olan çocuklar, bombalanıp yıkılmış evlere asılan bayraklar gösterdi.
Şehit cenazesinde çelenk parçalanması, bir siyasiye mermi kovanları atılması ne kadar kötü bir noktada olduğumuzu gösteriyor.
Terörle mücadelenin, son terörist öldürülene kadar bir savaştan çok farklı bir şey olduğunu görmemekteki ısrarı da anlamak iyice zorlaştı.
Bir toplumsal desteği olan terörü, son teröriste kadar öldürerek çözmeyi kimse başaramadı. Terörden muzdarip bütün ülkeler kendi yollarını buldular ve silahı hayatlarından çıkardılar.
Yabancıların bize sürekli akıl vermesine kızıyoruz, ama gerçek ortada, kendimiz bu sorunu çözemiyoruz.
Eğer bir gün, yabancı arabulucuların gelmesini kabul edersek, bugünün karar vericileri Türk halkına ne diyeceklerini şimdiden düşünmeye başlasalar iyi yaparlar.
Böyle bir duruma düşmek istemiyorsak da, siyasi iradelerin hemen şapkalarını önlerine koyup düşünmeye başlamaları, inatsız, kompleksiz bir şekilde düşünmeye başlamaları şart olmuştur.
Laf yine bitmiştir, fena halde bitmiştir. Terörün beli kırılmıştır, şu zamanda kırılacak gibi lafları etmeyi herkes bıraksın.
Bundan başka Türkiye yok ve Türkiye herkesin yaşamaktan memnun olduğu, barış ve huzur içinde yaşadığı bir ülke olmak zorunda.
Olamazsa da yüzyıllık korkuların gerçekleşmesine hazır olalım.