Türkiye’nin en önemli siyasi davasında mahkemenin kararı bugün açıklanacak. Karar ne olursa olsun, aynı soru sorulmaya devam edecek:
Askeri müdahaleler dönemi bu davayla birlikte tarihe gömülmüş olacak mı?
Ergenekon davasında savunma sadece “tertip” üzerine kuruldu. Silahlar, bombalar, andıçlar, tehditler, ölümler, faili meçhuller, baskınlar, darbe ortamı yaratma faaliyetleri bu ülkede yaşanmamış gibi yapıldı.
Halkın bir kesimi de buna inandı, hâlâ inanıyor. Dava sürecinde yapılan kimi yanlışlar, acemilikler de böyle olmasına önemli katkı sağladı.
Kolayca hortluyor
Ergenekon davası, Balyoz planı davası, henüz başlamamış 28 Şubat davası, 12 Eylül davası... Bu davaların hepsi yakın geçmişimizin karanlık ve kanlı sayfalarının aydınlanması, temizlenmesi içindir.
Bundan sonra, topluma ve siyasete demokrasi dışı müdahaleler, silahlı müdahaleler olmaması içindir.
Ama o soru hâlâ soruluyor ve biz hâlâ “askeri müdahaleler dönemi kesinlikle sona ermiştir” demekte zorlanıyoruz.
Zorlanıyoruz çünkü, daha yeni yaşananlar bile demokrasi dışı yollarla siyasi iktidar değiştirme heveslerinin çok kolay hortladığını gösteriyor.
‘Utanılacak olaylar’
Ergenekon davası başladığında, sonuna kadar gidebileceğine inananların sayısı fazla değildi. “Devlet” gücüyle kapatılacağı, buharlaştırılacağı, eski hamam eski tas hâline dönüleceği kuşkusu hep vardı.
Nitekim Hrant Dink cinayeti davasının bütün sürecinde görünmez ellerin müdahalelerini, “koruma” sistemlerinin işleyişini hep birlikte izledik.
Ama Ergenekon davası karar aşamasına geldi ve dolayısıyla bir dönemin sona ereceği beklentisi de kuvvetlendi.
Türkiye’de askeri müdahaleler, komplolar, faili meçhuller, korkutmalar döneminin sonsuza kadar sona erdiğini söylemeye, inanmaya biraz daha yaklaştık.
12 Eylül davası tamamlanınca, 28 Şubat davası tamamlanınca biraz daha yaklaşacağız. Bizim kuşak bunların hepsini yaşadığı için hâlâ çok iyimser olmaya çekiniyor. Ama bir sonraki kuşak için bütün bunlar sadece utanılacak “tarihi olaylar” olarak kalacak.
Biraz daha yaklaştık...
Haberin Devamı