Bir özet yapalım

Haberin Devamı

Bir noktada en katı pozisyonları alanlar bile, “buraya nasıl geldik” diye düşünebiliyorsa siyaset alanı açıktır. Siyaset de çözüm ve uzlaşma üretebilir.

Oysa bugün vardığımız noktada siyaset alanı her gün her dakika biraz daha daralıyor, kapanıyor.

Şu anda tek endeksli bir siyasi mücadelenin içine herkes sıkışmış durumda, buraya nasıl gelindiğini düşünmedikçe ve çıkış politikaları üretilmedikçe de, köşeye sıkışmış vahşi hayvanlar misali bir savaş esas hâline geliyor.

Tek endeks Tayyip Erdoğan’dır, her gün biraz daha kuvvetli olarak tek endeks olarak kalmaya devam ediyor.

Siyasetin ihtiyacı olan “aydın” veya “entelektüel” duruşların tümünün yerini “Erdoğan nefreti” veya “Erdoğan’ı koruma” refleksi almıştır.

Erdoğan nefreti, tümüyle kişiselleşmiş bir ruh hâli olarak başka hiçbir soru ve siyaset tanımıyor.

Buraya nasıl gelindiği düşünülmedikçe, olayın bir kişisel mesele olmadığı, kişisel nefret meselesi hiç olmadığı görülmedikçe de bugünkü hastalıklı dalganın içinden çıkmak daha da zorlaşacaktır.

2011 Oslo...

Baştan başlar, “bu noktaya nasıl gelindiğini” hatırlarsak şu andaki endeks sıkışmasının dışına çıkmanın, siyasetin yolu açılabilir.

2011‘de barış sürecinin bir parçası olarak Oslo’da MİT yetkilileri ile PKK temsilcileri görüştü. Bu gizli görüşmelerin zabıtları “meçhul“ bir kaynak tarafından açıklandı. Buna rağmen barış sürecinde ilerleme sağlanırken 2012 başında MİT Müsteşarı bu görüşmeler dolayısıyla tutuklanmak istendi. Bu hamleyi yapan “meçhul” odağın bir hedefinin Başbakan’ı “terörle işbirliği” suçlamasıyla bertaraf etmek olduğu da çok net olarak görüldü.

Aynı dönemde çok yoğun bir gizli dinleme faaliyetinin başladığı da ortaya çıktı. İnanılmaz bir gizli dinleme sistemi kurulduğu; Başbakan’ın, yakın çevresinin, bakanların ve ilgili ilgisiz on binlerce kişinin dinlendiği kanıtlandı.

Yine bir “meçhul” odak...

17 Aralık 2013’te, bir çoğu 2011’de başlamış 30 kadar ayrı soruşturma dosyası aynı anda, birlikte işleme konularak halkta “çok büyük yolsuzluklar var ve Başbakan da bunların içinde” kanaati yaratılmaya çalışıldı.

Evet, 2011’de Oslo’da başladık, bugüne kadar geldik. Bu süreci görmeden, Tayyip Erdoğan’ın şahsına endeksli ego savaşları içinde tıkılıp kalanlar da ileride herhâlde bazı açıklamalar yapacaklardır.

DİĞER YENİ YAZILAR