İki gündür, muhalefet tarafından “beşinci parti” kelimeleriyle yeni bir senaryo dile getiriliyor.
“Beşinci parti”den kasıt, tek başına iktidar olamaması durumunda Ak Parti’den kopacak kuvvetli bir Meclis grubunun yeni bir parti kurması.
Bu senaryoda Ak Parti’den kopmanın kuvvetli olması için Abdullah Gül’ün yeni bir parti kurması ve Ak Parti’den ayrılanların bu partiye katılması umudu besleniyordu.
Ancak Abdullah Gül kesin bir şekilde, böyle bir senaryoda yer almayacağını açıkladı. Ve senaryo Abdullah Gül’süz kalmış oldu.
“Beşinci parti”nin ortaya çıkabilmesi için önce 1 Kasım seçiminde Ak Parti’nin tek başına iktidar olmaması gerekiyor. 7 Haziran’dan sonra 1 Kasım’da da tek başına iktidar olamayan Ak Parti’de yeni arayışlar başlayacak, önce Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığı sorgulanacaktır.
Bu “plan”ın çalışması için de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti genel başkanı Ahmet Davutoğlu’nun CHP veya MHP ile bir koalisyon kurmamaları gerekiyor.
Bu noktada da Ak Parti içinden bir grup muhtemelen Abdullah Gül’e gidecek ve ülkenin kaosa sürüklenmemesi için duruma “el koyması”nı isteyecektir.
Yeni bir parti kurmayı kesinlikle reddeden Abdullah Gül’ün Ak Parti’nin başına dönmesi ve partiyi yeniden şekillendirmesi için kuşkusuz birinci koşul Tayyip Erdoğan ile bir anlaşmaya varılmasıdır.
Süreç bu şekilde yürümez ve Ak Parti’den bir grup “beşinci parti” olarak ortaya çıkarsa, bu partinin milletvekili sayısına göre yeni koalisyon ihtimalleri de çıkabilir.
Burada da 7 Haziran’ı yenilgi olarak gören Ak Partililerin, 1 Kasım’da tek başına iktidar olmamayı da yenilgi olarak görmesi ve bunun devamının partinin daha da erimesi olarak geleceğine inanması gerekiyor.
Bu senaryonun gerçek bir siyasi süreç halin gelebilmesi için önce Ak Parti’nin 1 Kasım’da tek başına iktidar olamaması, hatta bir miktar daha oy kaybetmesi birinci koşuldur.
Şu anda Ak Parti’nin tek başına iktidar olma ihtimali sıfırlanmadığına göre de, seçim öncesi ortaya atılan her senaryo sadece senaryo olarak kalır, bir kenarda bekler.