Batı’nın çeşitli kurumlarından çıkan Türkiye raporları oldum olası canımızı sıkar. Bu raporların canımızı sıkmadığı bir dönem vardır. Bu dönem 2004-2012 dönemidir. O sırada bu raporlarda Türkiye’deki demokratik gelişmeler de bol bol yer alıyor, eleştiriler ise canımızı pek sıkmıyordu.
Avrupa Parlamentosu her yıl Türkiye için bir “ilerleme” raporu hazırlar, yayınlar. Bunların açısı, Türkiye’nin Avrupa Birliği standartlarına ne kadar yaklaştığını tespit etmektir.
Son rapor dün açıklandı ve hükümet raporun iade edileceğini söyledi. Raporun iade edilmesi içinde yazılanları yok etmiyor. Bunlar duruyor ve Batı’nın çeşitli kurumları ve etkili çevrelerinin Türkiye’ye bakışını belirlemesinde bir ağırlık taşıyor.
Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği içinde bir siyaset oluşturmaktan çok, Avrupa’daki siyasi bakış açılarını yine siyasilerin gözüyle aktaran bir organdır. Ortak açılar oluşmasını sağlayan önemli bir platformdur.
AP’nin son raporu baştan aşağı demokrasi eksiklerimizi sıralamaktadır. Bunların demokrasi eksikleri olmadığını savunmak zordur. Çeşitli zorluklarımızı ve sorunlarımızı bahane yapmamızın da etkili olması mümkün değildir. Avrupa Birliği’nin siyasi temeli bütün sorunların ancak demokrasi içinde ve tam demokrasiyle çözülebileceği ilkesi üzerine kuruludur. Bu ilke üzerinde duran bir yapının “yapacaktık ama şöyle böyle oldu, şu düşman bu düşman” üslubundan etkilenmesi de mümkün değildir.
Bir kesiminde savaş yaşanan bir ülkenin Avrupa Birliği üyeliğini birilerinin desteklemesini beklemek de saflık olur. AP raporu da savaşın sona ermesi ve tekrar çözüm sürecine dönülmesi için net bir tavır almıştır.
Batı’nın raporlarını yüzümüze tutulan bir ayna olarak gördüğümüz zaman, art niyet ve düşmanlık aramamıza gerek kalmaz. Birkaç yıl öncenin raporlarını hatırladığımız zaman da bugünkü raporlara sert tepki göstermenin bir faydası olmadığını da anlayabiliriz.
Demokrasi eksiklerimizi biliyoruz, hepimiz biliyoruz. Bu raporlardan çok daha önemli olan bu eksikleri kendimizin görmesi ve bunun gereklerini yerine getiren siyasetler geliştirmekten başka bir şey değildir.