Ak Parti’nin seçim beyannamesine başkanlık sisteminin girdiği açıklandı. Böylece bu öneri, sözlerin ötesinde resmiyet ve temel siyasi hedef haline gelmiş olacak.
Başkanlık sistemiyle ilgili olarak bugüne kadar çok kalem oynatıldı. Bir kısım sadece Tayyip Erdoğan istiyor diye şiddetle karşı çıktı, bir kısım da yine Erdoğan istiyor diye hemen taraftar oldu.
Bugüne kadar daha çok ABD ve Fransa’daki başkanlık sistemler üzerinden yapılan tartışmalara da son günlerde Meksika eklendi.
Meksika’nın eklenmesinin nedeni, bu ülkedeki başkanlık sisteminin ABD ve Fransa’ya göre daha “kuvvetli” olduğunun anlaşılmasından kaynaklanıyor.
ABD ve Fransa’ya kıyasla, Meksika’daki başkanlık sistemi, doğrudan ve açık olarak bütün yetkilerin başkanda toplanmasına dayanıyor.
ABD’de başkan, iki meclisli bir parlamento tarafından dengeleniyor. Parti disiplininin zayıflığıyla birlikte başkan sürekli bir “fren” tehdidi altında çalışıyor.
Fransız sisteminde yine iki meclis, parlamento ve senato ile birlikte başbakan ve hükümet ile bölüşülmüş yetkiler söz konusu. Başkan’ın başbakan ve bakanları tayin etme ve azletme yetkisinin sağladığı kuvvete karşılık iki meclis de başkana her an fren koyabiliyor.
Başkanın kuvveti üzerinden bir kıyaslama yapıldığında, anlaşılıyor ki Meksika başkanı bu frenleri atlatabilecek yetki ve mekanizmalara sahiptir.
Siyaset bilimciler bize bunların tam kıyaslamasını anlatacaklardır. Ama bizdeki tartışma esasen cumhurbaşkanı ve başbakanın yetkilerinin tek kişide, başkanda toplanması üzerinden yürümektedir.
Başkanın, başbakan ve hükümet üyelerini meclis dışından ataması ve istediği zaman görevden alması bu sistemin kilit noktalarından biridir. Bu durumda Meclis de Başkan’a karşı sorumludur, Başkan da istediği zaman seçimleri yenileme yetkisiyle Meclis’i tam olarak kontrol edebilmektedir.
Şu andaki tartışmalar da halen kişi üzerinden, Tayyip Erdoğan üzerinden yapıldığı için sistemin fayda ve zararlarını tam olarak tartışamıyoruz. Önümüzdeki iki ayda ve seçim sonrasında kişilerden bağımsız olarak tartışma imkanı olmasını temenni ederiz.
Şu anda başkanlık sisteminin seçim beyannamesine girmiş olması hem büyük bir siyasi hedef belirlenmesi anlamına gelmektedir, seçmen açısından da bir taahhüt niteliğindedir.
Ak Parti’nin bunu gerçekleştirebilecek bir Meclis çoğunluğuna yaklaşması da seçim başarısı ve başarısızlığının ölçütü olacaktır.