Halkın başkanlık sistemine desteğiyle ilgili son araştırmalar oldukça farklı sonuçlar veriyor. Birinde yüzde 60, diğerinde yüzde 38 oranı var.
Sorunun şeklinin yol açtığı yönlendirmeler söz konusu olsa bile aradaki yüzde 22’lik fark aşırı sapmalar gösteriyor.
Ak Parti’nin anayasa ve başkanlık sistemiyle ilgili stratejisiyle ilgili açık bir bilgi de ortaya çıkmış değil. Son bilgi bir Ak Parti heyetinin anayasa teklifini yazmaya devam ettiği şeklinde.
Yeni anayasa teklifinin iki parçalı olması, ana parçanın anayasanın diğer maddelerinden, ikinci parçanın da başkanlıkla ilgili maddelerden oluşması ve Meclis’in ve halkın önüne bu şekilde çıkması biraz tartışılmıştı.
Teklifin iki parçalı sunulması ve oylanmasının bazı teknik sorunlar yaratması da muhtemeldir. Ancak bu yöntem iki meselenin “medeni anayasa” ile “başkanlık sistemi”nin ayrı ayrı tartışılmasını sağlayacağı için birçok bakımdan “fikir açıklığı” getirecektir.
Medeni ve demokratik bir anayasa teklifinin, başkanlık sistemi dışında oylanması halinde çok yüksek oranlarda destek bulması büyük ihtimaldir. Buna ancak Ak Parti’nin her şeyinden kuşkulananlar karşı çıkacaktır.
Bir ihtimal olarak anayasa teklifinin, “medeni” ve “demokratik” niteliklerinin eksik olarak ortaya çıkması da vardır. Ak Parti’nin anayasa konusunda bugüne kadar attığı bütün adımları dikkate aldığımız zaman bunun zayıf bir ihtimal olduğunu söyleyebiliriz.
Başkanlık sistemiyle ilgili pozisyonlar oldukça katılaşmış bir halde korunmaktadır. Başkanlığın içeriğiyle ilgili tartışmalar da dönüp dolaşıp Tayyip Erdoğan’a ulaşacak ve bütün siyasi tepkiler de buna bağlı olacaktır.
Başkanlık sistemiyle ilgili sağlıklı bir tartışma ortamı oluşması için hiçbir koşul yoktur ve bütün tartışma ve çatışmalar yine “kişi” üzerinden yapılacaktır.
“Kişi” üzerinden yani Tayyip Erdoğan üzerinden yapıldığı zaman da desteğin yüzde 50’nin üzerine çıkmaması için hiçbir neden yoktur.
Yeni anayasa halkın önüne iki parça olarak gelse de tek parça olarak gelse de ibre başkanlık sisteminden yana olacaktır.