Barış süreci sonlandı mı?

2011 yılında Ak Parti oyların yarısını alarak en kuvvetli iktidarını kurdu ve barış sürecini başlattı. Bunun ilk karşılığı 2012 komplosu oldu.

Oslo’da MİT yetkilileri ile PKK arasında gizli görüşme yapıldığı ifşa edildi ve MİT başkanı Fidan “terörle işbirliği” suçlamasıyla tutuklanmak istendi.

Bu komplonun ikinci ayağı da Başbakan Erdoğan’ın aynı suçlamayla tutuklanma girişimiydi.

Bunu planlayan ve uygulayanların birinci amacının barış sürecini durdurmak olduğunu artık herkes biliyor.

Türkiye’yi uzun bir savaştan çıkararak barışı sağlayacak bir partinin tartışmasız en büyük siyasi güç olacağının hesabını da herkes yapıyordu.

2012 operasyonunu yapanlar, sonra diğer operasyonları yapanlar bugün önemli ölçüde amaçlarına ulaşmış görünüyor.

Barış süreci büyük yaralar almıştır ve 90’lara dönüşün bütün işretleri ortaya çıkmıştır.

HDP’nin kapatılması konuşulmakta, HDP genel başkanı ve bazı milletvekillerinin tutuklanmaları konuşulmaktadır.

1992’deki süreç aynı şekilde başlamıştı. Meclis’e ilk kez kendi kimlikleriyle giren milletvekilleri “çizgiyi aşmıştı” ve derslerini almaları gerekiyordu.

Haberin Devamı

Sonraki görüntüler de hatırımızda, başları bastırılarak arabaya konulan milletvekilleri, hızlı davalarla verilen ağır cezalar. Ve sonrası, Kürt meselesinde tümüyle silahlara dönüş ve 28 Şubat ile birlikte operasyonun ikinci ayağının, “irticanın bastırılması” operasyonunun sahneye konulması.

Bugün aynı havaya girdiğimize göre, 2012 Fidan komplosunu düzenleyenler, Gezi’yi kalkışmaya çevirenler başarılı olmuşlardır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bombardımanlar sürerken iki işaret verdi. Biri sürecin temeli olan demokrasi ayağının duracağı işaretidir. Söylediği “halkımız ne haklar verildiyse onu kullanacaktır” cümlesini “başka demokratik reform olmayacak” diye okumaktan başka ihtimal yok.

Erdoğan’ın ikinci işareti de, yüzde 13.6 oy almış olan HDP’nin kapatılmaması, ama HDP’lilerin cezalandırılmasıdır.

Buradan çıkarılacak sonuç barış süreci veya çözüm sürecinin sona ermiş olduğudur. Eğer Erdoğan’ın işaret ettiği büyük tutuklamalar da bombardımanlar ve asker polis cinayetleri eşliğinde yürürlüğe konulursa süreçten geriye hiçbir şey kalmış olmayacaktır.

Haberin Devamı

Şu andaki manzara bütün olumsuzluklarıyla budur, ama bütün bunlara rağmen başka okumalar da yapmak mümkündür.

DİĞER YENİ YAZILAR