Yüksek Seçim Kurulu ilk kez ciddi kuşkulara yol açtı, ama maç sonunda 1-0 tamamlanmış oldu.
1-0 ile 5-0 arasında puan farkı olmasa da, kazanan üç puanın üçüne almış olsa da ikisi arasında 4 gol fark bayağı düşünmeyi gerektiren bir farktır.
Ak Parti ve MHP son seçime göre yaklaşık 5 milyon seçmen kaybetmiş. Bunun küçük bir kısmını Kürt seçmen kapatınca da durum 1-0 olmuştur.
Ak Parti önümüzdeki iki yılın programını yaparken bu gerçekten yola çıkmak zorundadır.
Orta Anadolu’ya sıkışmış olan bir siyasi partinin gelişmiş bölgelerde büyük oy kaybı yaşamış olmasının açıklamasını FETÖ ile “düşman Batı” ile yapmaya kalkmak ancak siyasi olarak biraz daha sıkıştırır.
16 Nisan’da “Tayyip Erdoğan istediği gibi yönetsin” diye oy kullananların bir kısmının daha ülkedeki genel kasvet ve çatışma havasından sıkıldığını da iktidar partisi görmek ve gördüğünü göstermek durumundadır. Tıklım tıklım hapishaneler, gülünç iddianameler çok küçük bir kesim dışında kimseyi mutlu etmez.
Sürekli olarak ağır hamaset ve öfkeli konuşmaların yapıldığı bir siyaset ortamı da herkes için rahatsız edicidir.
Ak Parti referanduma bir hafta kala bu teşhisleri yapmış olmalı ki, “vatan haini hayırcılar” üslubunu tümüyle değiştirmiş ve maçı ancak 1-0 bitirebilmiştir.
Referandumun son haftası da maçın ancak 1-0 bitmesi de, hakem olan Yüksek Seçim Kurulu’nun yol açtığı tedirginlik de önümüzdeki iki yılın yolunu göstermektedir. Ak Parti halen iktidar partisidir, son maçı da kıl payı olsa da kazanmıştır ve kendisine oy verenlerin çıkış alanlarını da görmüştür.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 16 Nisan’da “2019’un işaret fişeğinin atıldığını” söyledi. Ama bu işaret fişeğinin nereyi aydınlatacağı henüz belli değil ve bunu önümüzdeki iki yılı nasıl geçireceğimiz gösterecek.
Bu iki yılı yine savaş, çatışma, şehitler, ölümler, kavgalar, idam edebiyatı ve öfkeyle geçirirsek 1-0’ın da gerçek bir hükmü kalmaz. İşaret fişeğine dikkat eden, bunu görecektir.