Haberin Devamı
Medeni bir anayasa için yapılan ilk hamle belli bir heyecan yaratmıştı; bir taslak ortaya konuldu ve düzeysiz tartışmalarla hızla uyutuldu.
İkinci hamle için elverişli bir ortam olduğu anayasa değişikliği referandumuyla da ortaya çıkmıştı, CHP bile seçim öncesinde medeni anayasa destek verme vaadinde bulundu.
Seçim ertesinde kurulan hazırlık komisyonuna, Meclis’te grubu bulunan dört siyasi partinin eşit sayıda üye vermesi kararı da uzlaşma beklentilerinde olumlu bir ilk adım olarak görüldü.
Bu çalışmaların kamuoyuna yansıyan kısımlarında doğrusu beklenen “heyecan”ın hissedildiğini söylemek zordur. Bazı tartışma ve önerilerde, neredeyse mevcut anayasadakinden daha geri maddelerin ortaya çıkması da beklentileri düşürmüştür.
Hâlihazırda Meclis’te, bütün siyasi partiler dâhil, son darbe anayasasını gömmek ve ülkeye medeni bir anayasa kazandırmak için uğraşanlar ve böyle bir heyecan görünmüyor. Başbakan’ın komisyonun ana çalışması için verdiği süre de sona erdi. Bu yıl sonuna kadar taslağın ana gövdesinin ortaya çıkacağı vaadinin gerçekleşmesi mümkün değil.
Ancak nihai kilit, AKP’lilerin anayasa çalışmasında başkanlık sistemi konusunu öne almaktaki ısrarıyla vurulmuş oldu.
Başkanlık sistemiyle ilgili bir tartışma, muhalefet partilerinin üçü için de söz konusu değil, bu üç partiden herhangi birinin tavır değiştirmesi de mümkün görünmüyor. Böyle bir sistem tartışması, en başından “kişi üzerinden” yapılmaya başlandığı için zaten muhalefet partileri açısından ilk andan kapanmış bir mesele oldu.
Neticede AKP’lilerin “önce başkanlık” diye ısrar etmelerinin tek bir fiili sonucu vardır, başka bir sonucu da olamazdı.
Başkanlık sistemi meselesi gündeme gelmeseydi, muhalefetin çabasının medeni bir anayasa yönünde olup olmayacağı sorusu ayrı bir konudur. Ankara’nın siyaset geleneklerini hatırlayınca; medeni bir anayasaya için dahi “rakip başarılı görünmesin” üzerinden yapılan itiş kakışları siyaset zannedenlerin ellerinden gelen her türlü güçlüğü yaratacaklarını ve ülkenin medeni bir anayasa sahibi olmasını engellemeyi başarı gibi göreceklerini kestirmek zor değildir.
Ama bunlara lüzum kalmadan, AKP’nin başkanlık sistemi üzerinden kilidi vurmasına kuşkusuz en çok muhalefet sevinmiştir.
Medeni bir anayasa fırsatının kaçmasının sağlanmasında, böylece kimsenin kimseye söyleyecek bir şeyi kalmamış oluyor...