CHP kendi derdine düşmüşken bir yandan da bir “anayasal kriz” çıkarma peşine düştü.
Mevcut anayasa ‘tarafsız partisiz’ cumhurbaşkanı öngörüyor. Çankaya’da görev yapacak kişi partisinden ve diğer bütün görevlerinden ayrılmak zorundadır.
Burada bir yorum meselesi çıkartılıyor. Anayasal kriz peşine düşenler diyor ki, seçilen cumhurbaşkanı, Yüksek Seçim Kurulu kesin ve resmi sonucu ilan ettiği anda cumhurbaşkanı olmaktadır, mazbatasını aldığı anda da partisinden istifa etmek ve buna ilişkin bütün faaliyetlerini durdurmak zorundadır.
Buna karşı denilecek ki, seçilmiş cumhurbaşkanı da cumhurbaşkanı ise, halen görevde bir cumhurbaşkanı olduğuna göre ülkenin iki cumhurbaşkanı mı olacaktır?
Ayrıca YSK kesin seçim sonucunu ilan eder, cumhurbaşkanı tayin etmez, verdiği mazbata seçim sonucuna ilişkindir ve zaten yeni cumhurbaşkanının görev süresinin, eski cumhurbaşkanının görev süresi bittiği anda başladığı anayasada yazılıdır.
Böyle bir tartışmadan bir anayasal kriz doğmasını ummak için, CHP gibi siyaset üretemeyen, küçük hesaplar ve oyunlar içine sıkışmış bir parti olmak gerekiyor.
Sürekli bağırılarak ortada ciddi bir sorun varmış algısı yaratılmaya çalışılacak, karşıdan gelen cevaplar üzerine yeni bir gerilim ortamı yaratılacak ve “Daha görevi almadan anayasayı çiğneyen cumhurbaşkanını tanımıyoruz” denilecek.
Bunu şimdiden demeye hevesli çok milletvekili, çok siyasetçi var. 10 Ağustosta ağır bir yenilgi alan iki partinin genel başkanları ve sözcüleri de kazanan için bir kutlama cümlesi edemeyerek nasıl bir kriz kovalama siyaseti izleyeceklerinin işaretini ilk akşamdan vermişlerdi.
Suni krizler yaratmanın halk nezdinde bir karşılığı olmadığını görmemekte ısrar eden bir muhalefet hattının hala böyle işlerden medet ummasının açıklanabilir hiç bir mantıklı yanı kalmamıştır.
Tayyip Erdoğan 27 Ağustos’ta AKP kongresinde partisine veda ettikten sonra mazbatasını alacak ve ertesi gün görevi Abdullah Gül’den devralarak, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olacaktır.
Muhalefet de “Ne yapsak etsek de yeni bir kriz yaratma noktası bulsak” diye kara düşünceler içinde kalacaktır.