‘Aksaklıklar’ ve futbol maçı

1915’teki Ermeni tehcirinin soykırıma dönüşmesine karşı geliştirilmiş savunmaların en şuursuzu ve ayıplısı “onlar daha çok öldürdü” olarak ortaya çıkmıştı.

Tehcir ve sonuçlarını Türk halkından gizlemek için çok çaba harcandı, Atatürk’e bile sansür uygulandı.

Bunların artık aşılması gerekirken ve vicdani muhasebeyi tamamlamak kaçınılmaz hale gelmişken, anlamsız noktalara takılarak “zaman kazanma” gayretleri eksik olmuyor.

Son olarak bir “kusur” olarak, tehcir sırasında bazı “aksaklıklar”ın meydana geldiği lafı ortaya çıktı.

Bir buçuk milyon insanının evlerinden barklarından ayırtılıp, taşıyabilecek neleri varsa, hasta, yaşlı, çocuk hep birlikte yollara dökülmesinin yol açtığı büyük felaketi “aksaklıklar”la açıklamak aslında “kabul”ün bir adım gerisinden başka bir şey değildir.

“Bu bir tehcir, siyasi durumla ve güvenlikle ilgili bir uygulama” diye savunma yapmaya çalışanlara da bir öneride bulunalım.

“Bu sadece bir tehcir” diyenler bütün ailelerini, annelerini, babalarını, eşlerini çocuklarını alsınlar, yanlarına değerli eşyalarını ve taşıyabilecekleri kadar ekmek ve su alsınlar, dağlık bayırlık bir alana gidip hep birlikte yürümeye başlasınlar. Dedeler nineler de yürüyecek, küçük çocuklar kucakta taşınacak. Dağda bayırda böyle yürüyecekler. Yaşlılar artık yürüyemez hale geldiğinde, çocuklar bitkin düştüğünde baksınlar kaç dakika yürümüş olduklarına. Baksınlar kaç metre ilerlemiş olduklarına ve sonra “bu alt tarafı bir tehcir” desinler.

Haberin Devamı

Kendilerine eşlik eden güvenlik güçlerinin öncelikle bütün değerli eşyalarını aldıklarını sadece akıllarından geçirsinler ve yine “abartmayalım bu bir tehcir” desinler.

Ermeni tehciri veya soykırımı konusu bir siyasi mesele, diplomatik bir bilek güreşi meselesi değildir. Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi savunmalarını, Atatürk’ü bile sansür edecek bir anlayışla kurmuş olması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle söyleyelim, “Erivan’ın elini zaten çoktandır çok güçlü hale” getirmiştir.

Erdoğan geçen yıl 24 Nisan mesajında “büyük felaketi” bütün açıklığıyla söylemiş ve Türkiye resmen ve açık bir “üzüntü” ifade etmişti.

Haberin Devamı

Bu mesaj öncesinde, dönemin Cumhurbaşkanı Gül’ün Erivan’da futbol maçına gitmesi de yine Erdoğan’ın ifade şekliyle “Türkiye’nin elini çok ama çok güçlendirmişti.”

Güçlenen el, tehciri savunmaya umutsuzca çabalayan el değildir, güçlenen el yüz yıllık bir felaketi anlamış bir vicdanın ve yüz yıllık bir felaketten bugünkü Türk toplumunun sorumlu tutulamayacağını anlatan eldir. Abdullah Gül’ün Erivan’da futbol maçı izlerken gösterdiği el de bu eldir.

DİĞER YENİ YAZILAR