1 Kasım seçimiyle ilgili yaygın kanaatlerden biri, büyük oy kaymalarının olmayacağı, ancak az sayıda seçmenin tercih değiştirmesinin bile sonuca önemli etkisi olacağını şeklinde ifade ediliyor.
7 Haziran’a göre 1 Kasım’da yaşanabilecek oy kaymaları ihtimalleri de bellidir.
CHP’den 7 Haziran’da HDP’ye gitmiş olan oylar geri de dönebilir, dönmeyebilir, hatta bunların yanına başkaları eklenebilir. Bütün bu hareketler en çok iki puanın içinde seyredecek değişikliklerdir.
7 Haziran’da Ak Parti’den HDP’ye gitmiş olan Kürt seçmene yenilerinin eklenmesi de büyük ihtimaldir. Bu da 1 - 1.5 puan gibi bir oransal değişiklik ifade edecektir.
CHP ile HDP’nin milletvekili adaylarının bu açıdan bakıldığında büyük bir ağırlık teşkil etmeyeceğini söyleyebiliriz. Tabii ki bunun yerel düzeyde bazı olumlu ya da olumsuz etkileri olabilir, ancak bunların çok sınırlı olacağı görülmektedir.
Ak Parti ve MHP arasında ise diğer partilere göre daha yüksek oy kaymaları beklenmektedir. Genel beklenti “terör” meselesinin MHP’den Ak Parti’ye geçişler üzerinde etkili olacağı yönündedir.
Bu noktada Ak Parti adaylarının da belli bir ağırlığı olacağı düşünülebilir. Tuğrul Türkeş’in yanında MHP kökenli ve isimleri ülkücü çevrelerde etkili bazı siyasilerin Ak Parti listelerinde yer almasının bu geçişte etkili olması büyük ihtimaldir.
Ancak siyasetin tümüne bakıldığında, milletvekili adaylarının 1 Kasım seçimindeki ağırlığının oldukça sınırlı olacağını söyleyebiliriz.
Seçmen iki büyük siyasi konu için, siyasi ve ekonomik istikrar ile terör odaklı tercih yaparken, adayları daha alt noktalarda değerlendirecektir.
Bunu aday listelerinin açıklanmasından önce kamuoyunun bunlara ilişkin ilgisizliğinden de çıkarabiliriz. Aday adayları çok az haber ve tartışma konusu olmuştur ve bugün partilerin aday listelerini vermeleri için son gündür.
Bugün verilecek listelerde 7 Haziran’a göre büyük değişiklikler de olmazsa, ki bu beklenen bir durum değildir, adaylara seçmenin ilgisi daha da azalacaktır.