Açlık grevcilerinin taleplerinden birisi, mahkemede Kürtçe konuşma, Kürtçe savunma hakkıydı. Bu şekilde, Kürtçenin anadil olarak kabulü mahkeme kararlarıyla sağlanmış olacaktı.
Bu talebin kabul edildiği, önümüzdeki günlerde Hükümet’te bu konuda bir çalışma yapılacağı anlaşılıyor.
Anadilinin Kürtçe olduğunu söyleyenlerin, kendilerini bu dilde ifade etmelerini engellemek için bunca yıldır uygulanan yasal ve fiili yasakların hiçbir işe yaramadığını görmemek için bu meselelerin bayağı uzağında olmak gerekiyor.
Yürütülüş şekli itibariyle KCK davaları, bütün ülkeye hapishane görüntüsü veren davalardandır. Bu davalarda sanıklar Kürtçe konuşmakta ısrar ettikleri için zaman geçiyor, tahliye olması gerekenler tahliye olamıyor.
Yine bu davaların sanıkları arasında mesleği gazetecilik olan çok sayıda tutuklu bulunması, birçoğu hakkındaki suçlamaların “yayın” çerçevesinde kalması da “hapishane ülke” görüntüsünü katmerli hâle getiriyor.
Kürtçe konuşmak yasak olduğu için, insanların çarşıda pazarda işaretleştiği veya başkası duymasın diye fısıldaşarak anlaşmaya çalıştığı günlerden bugüne gelinmiş olmasına rağmen sonuca gitmekte bu kadar gecikilmesinin mantıklı bir açıklaması yapılamaz.
Hükümet tarafından, mahkemelerde Kürtçe kullanımı konusunda adım atılmasını yetersiz bulanlar olabilir. Ancak şu anda acil olan, açlık grevlerinin sona ermesini sağlamaktır.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın AKP’nin Kızılcahamam toplantısında söyledikleri, bu çerçevede bir siyasi irade oluşması umudunu tekrar ortaya çıkardı. Atalay “Yeni Oslo sürecini bu açlık grevleri olumsuz etkiledi, zora soktu” dedi. Başbakan Yardımcısı, muhalefet partilerinin bu süreçleri sabote etmeye devam ettiklerini de belirtiyor.
Habur’dan bu yana çok çeşitli “sabotaj” dalgaları oldu. Sadece PKK saldırıları değil, Uludere gibi olaylar da bunların arasında ele alındığında tartışılacak olan yine AKP hükümetinin iradesini tam olarak ortaya koyup koymadığı ve bu süreçleri yönetme becerisidir.
Bugün için beklenecek birinci hamlenin adresi BDP’dir. İstedikleri gibi, açlık grevlerinin başarıya ulaştığını ilan etsinler ve bunları durdursunlar.
Siyaset alanının, siyasi müzakere alanının açılması için şart olan ilk adım budur.