Turgut Özal, Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusunda bulunduğu zaman büyük bir heyecan uyanmamıştı. Avrupa Birliği üyeliği demek, en yaygın algıyla Avrupa’ya vizesiz gidebilmek, iş bulmak, orada adam gibi ücretle çalışmak demekti.
Avrupa Birliği’nin sadece ekonomik değil, demokratik siyaset ve medeni toplum projesi olduğunu anlamamız her zamanki gibi biraz zaman aldı.
Darbelerden, ekonomik krizlerden bıkmış toplum, Avrupa Birliği hedefinin bir toplumsal sıçrama olduğunu da görmeye başladı.
Tayyip Erdoğan’ın iktidarının ikinci yılında Avrupa Birliği tam üye adaylığının kabul edilmesi iki taraf için de; Avrupa toplumu kadar Türk toplumu için de bu hayalin gerçekleşebileceğinin teyidi oldu.
Sonra işler umduğumuz hızla yürümedi, “Avrupa Birliği’ne tam üye olsak ne olur olmasak ne olur” havasına girdik. Bu havaları desteklemek için de bol miktarda gerekçe ürettik.
Birçok alanda ilerliyorduk. Bazı alanlarda kör topal da olsa ilerliyorduk, memnunduk. Avrupa Birliği’nin bizi tam üyelikle “onurlandırmasına” pek ihtiyaç da duymaz olmuştuk.
Yaşamın ta kendisi
Bugün görüyoruz ki Avrupa Birliği kurallarının iş güvenliğiyle ilgili yönetmeliklerini tercüme etmişiz, uygulamaya koymuşuz, ama orada olmayan bazı esneklikleri de unutmamışız.
Medeni bir iş güvenliği kanunu çıkarmayı başarmışız, ama o kanunun işlemesini sağlayacak altyapı tahkimini yapmamışız.
Adına “fasıl” denilen konu başlıkları müzakere edildikçe Avrupalının hep eksiklerimizi gediklerimizi yüzümüze vurmasına da alışmaya başlamıştık.
Şimdi biraz görebilmişizdir belki, sürekli içimizi sıkan taleplerde bulunanların bir kötülük istemediğini.
Şimdi belki anlamaya başlarız, Avrupa Birliği standardı denilen şeyin gerçek hayatta ne kadar büyük anlam taşıdığını.
Avrupalı sendikacının, “yüz yıldır yaşamadık” dediği bir facianın, faciaların hayatımızdan yok olup gitmesi için “Avrupa Birliği standardı” kavramının gerçekteki anlamını belki şimdi görebiliriz.
Avrupa Birliği üyeliği, toplumun bütün yaşam alanlarında bir düzeyin ifadesidir.
“Burada artık öyle şeyler olmaz”ın güvencesidir.
Bir alanda yükselen standardın, başka alanları da yukarıya çekmesinin ifadesidir.
AB hedefi neymiş
Haberin Devamı