Başbakan Davutoğlu, ilk kez seçim hedefi telaffuz etti, Ak Parti’nin seçim çıtasını, partinin aldığı en yüksek oyun 3 puan üzerine çıkardı.
İki referandum dışında Ak Parti’nin parti olarak aldığı en yüksek oy cumhurbaşkanı seçimindeki Yüzde 52’ydi, Davutoğlu 7 Haziran hedefini yüzde 55 olarak belirledi.
Davutoğlu’nun hedefi gerçekleşir, Ak Parti yüzde 55’e çıkarsa, geriye kalan 18 siyasi partiye yüzde 45 kalmaktadır.
Meclis dışında kalacak 15 partinin biri SP-BBP ittifakıdır ve yüzde 3 alması yüksek ihtimaldir. Diğer 14 küçük partinin toplamının da yüzde 2 olacağı düşünülürse üç partiye CHP, MHP ve HDP’ye kalan oran yüzde 40’tır.
CHP’nin hedefi yüzde 35, MHP’nin hedefi yüzde 18, HDP’nin hedefi yüzde 10 olduğuna göre üçünün toplamı yüzde 63 olmaktadır.
Ortada 23 puanlık bir eksik ya da fazla bulunmaktadır. 23 puanın oy sayısı 10 milyon dolayındadır.
HDP’nin oy oranı hemen bütün araştırmalarda yüzde 9-11 arasında çıkmaktadır. Dolayısıyla bu partinin yüzde 10’un az üstü veya az altı bir oy oranını konsolide ettiğini düşünebiliriz.
O zaman da üç büyük partinin kesinlikle ikisinin muhtemel oyunun çok üzerinde bir hedef koyduğu sonucu çıkar.
Araştırmalarda yüzde 25’in biraz altı biraz üstü olarak görünen CHP’nin yüzde 35 hedefinde 10 puanlık bir sapma ortaya çıkar ki, bu da çok büyük, yüzde 30’luk bir teşhis sapması anlamına gelir.
CHP yüzde 25’te kalsa bile, HDP ve diğer küçük partilerin oy oranları toplandığında Ak Parti ile MHP’ye yüzde 60 kalmaktadır.
Bu yüzde hesaplarını daha fazla uzatmadan net bir sonuca ulaşmak mümkün. Ak Parti’nin hedefine yaklaşmak için alabileceği oylar MHP tarafındadır. En azından bugüne kadar MHP tarafındaydı.
Buradan da son günün konusuna, Ermeni soykırımı meselesine gelirsek, Hükümet ve Ak Parti tarafının sert tepkilerini de açıklayabiliriz.
Milliyetçi oyları çevirerek yüzde 50’nin üzerine çıkmaya çalışmak, anlaşılabilir bir seçim stratejisidir. Bununla yüzde 55’e ulaşılır mı? Bunu ancak 7 Haziran akşamı öğrenebiliriz.