Sevgili okurlarım, 2016’nın ilk pazar gününden hepinize merhabalar! Her tatsız, her yaşanmayan mutluluğa, kaçırılan huzura inat, tüm güzel beklentilerimizi 2016’nın sorumluluğuna yükledik, yola çıktık, yeniden. Aslında sorumluluk bizde, bizim omuzlarımızda. Biz ne kadar duyarlılıkla sahiplenirsek görevlerimizi, ne kadar el uzatabilirsek ihtiyacı olanlara, ne kadar mücadele edebilirsek cehaletle, bağnaz, yaradılışlarla, ne kadar güzellikle, umutla, sevgiyle besleyebilirsek bebelerimizi- gençlerimizi, ne kadar sahip çıkabiliyorsak insan haklarına, ne derece önemsiyorsak ‘önce insan’ı, renk, din, dil, kültür ayırmadan, o zaman sahip çıkmış olacağız 2016’ya.
Ne var ki; despot, sahtekâr, yalancı, hırsız, katil, insanların da hayâlleri, plânları, hâtta duaları var. Kötülük yapmak üzere düşünen insanlar da dua eder. Dua edenler, dilek tutanlar, umut besleyenler ille de iyi insanlar değil. Onun için; tanımadığım, bilmediğim insanları kapsayacak şekilde “Allah ne muradınız varsa versin.” benzeri iyi niyet göstergelerinde bulunmam hiç. Herkesin iyi dileği olsa dünya bu halde olur muydu? Bu sebepten; sosyal paylaşımlarımda da, yazılarımda da hep; “İnsanlık için, dünya için güzel ve yapıcı tüm dualarınız kabul olsun, dilekleriniz gerçekleşsin.” diye hitap ederim.
2016’nın ilk pazar yazımda da farklı bir şey diyemeyeceğim. İnsanlık, barış için, adalet için, güzel, bereketli bir dünya, hakkıyla yaşayan tabiat ve diğer canlılar için, varsa pozitif, iyi, güzel dilekleriniz onlar kabûl olsun.”
Şaşkındır insanoğlu
Binlerce yıl olmuş düşünmeye, sorgulamaya başladığı insanoğlunun. Neleri merak etmiş, nelere cevap bulmuş ama hâlâ daha en çözemediği konuların başında kendisiyle ilgili soruları geliyor.
Ünlü bilge Eflâtun’ a ‘insanoğlunun şaşırtan davranışları’ üzerine bir soru sormuşlar. Filozof şöyle cevaplamış:
“Önce para kazanmak için sağlığını harcar, sonra da yitirdiği sağlığını kazanmak için parasını.
“Yarını o denli düşünür ki; bugünün elinden kayıp gitttiğini fark etmez bile. Oysa hayat geçmişte ya da gelecekte değil, şimdiki zamanda yaşanır.”
Eflâtun’un bu cevabı ne kadar naïf ama hâlâ daha hiç mi hiç değişmemiş bir hakikât olarak yenileniyor....
Yılın Adamı Aziz Sancar
Aziz Sancar benim için 2015 yılının acılarına, sıkıntılarına teselli olacak kıymetlilerimizden. Ama sadece Nobel’i almış olması değil, onu benim için o kadar kıymetli kılan. Öncelikle Nobel’le birlikte yöneltilen milliyeti ile ilgili sorulara verdiği cevaplar. Alçakgönüllü bir derviş tavrıyla hazımlı ve sakin cevaplarıyla dünyanın da, bizim kimi Türklerin de hiç beklemediği, kiminin de çok rahatsız olduğu duygularını, duyarlılıklarını ve kendi gerçeklerini ifade etti Aziz Sancar. Nobel ödülünü Anıtkabir’i ziyaretle Atatürk’e armağan etti. İnsanlık için, dünya için pozitif anlamda çabayla, düşlerin peşinde tırnaklarıyla kazıyarak, bir ‘ilk’i yaratarak başarı kazananlar hazımlı oluyor. Zira kazandıkları ödül değil onları zenginleştiren, o ödülü hak edene kadar gerçekleştirmiş oldukları başarılar.
Aziz Sancar (solda), alçakgönüllü bir derviş tavrıyla, hazimli ve cevaplarıyla dünyanın da bizim gibi kimi Türklerin de hiç beklemediği, kiminin de çok rahatsız olduğu duygularını, duyarlılıklarını ve kendi gerçeklerini ifade etti.