Onca para, birbirinden güzel bir değil birkaç malikane, çeşit çeşit mücevher, pahalı kıyafetler... Yakışıklı ve zengin bir koca... Biri eski eşinden diğerleri yenisinden sağlıklı ve güzel dört tane çocuk... Kısacası bir insan maddi olarak hayattan ne isterse hepsine sahip. Kocasıyla birbirlerini ilk günkü gibi seviyorlar, aşkları her daim taze... Ama yine de kalbinde sızısı hiç geçmeyen bir yara var. Üstelik bu yara çok eskiden, ilk gençlik yıllarından kalma.... Aradan geçen zamana rağmen hiç kapanmadı derin yarası. Bunun nedeni de daha o gencecik yıllarında yaşadığı acı bir kayıp.TRAFİK KAZASINDA ÖLEN GENÇLİK SEVGİLİSİNİ HİÇ UNUTMADIDışarıdan bakıldığında kusursuz bir hayat sürdüğü düşünülen bu ünlü, top model Miranda Kerr… Snapchat adlı sosyal medya platformunun kurucu ortaklarından biri olan Evan Spiegel ile ikinci evliliğini yapan ve bu evlilikten de üç oğlu olan 41 yaşındaki Kerr, ilk anda hiçbir acısı yokmuş gibi bir hayat sürüyor.İlk kocası Orlando Bloom'dan dünyaya gelen bir oğlu daha olan Kerr, her ne kadar kendisine şöhreti getiren Victoria's Secret firmasından emekli olsa da kariyerini başka bir alanda sürdürüyor... Kendine ait bir organik kozmetik markası kurdu. Ünlü model, kusursuz gibi görünen hayatının en trajik olayını ise katıldığı bir sohbet programında anlattı. Not Alone adlı podcast yayınına konuk olan Miranda Kerr, henüz hayata doyamadan ölen ilk aşkını aradan geçen bunca yıla rağmen hiçbir zaman unutmadığını söyledi.ONUN ÖLÜMÜ MIRANDA'YI DERİNDEN SARSTIKerr programda, Christopher Middlebrook adlı ilk gençlik aşkının trafik kazasında öldüğünü hatırlattı. Sonra da bu acı kaybın kendisinde bir travma yarattığını söyledi. Ünlü modelin anlattığına göre eğer o trajik olay yaşanmasaydı bugün bambaşka bir hayat yaşıyor olacaktı.Bunu da "Erkek arkadaşım genç yaşında öldü. Eğer bu olmasaydı, onunla mutlu bir evliliğim olurdu. Şimdi de eskiden olduğu gibi taşrada yaşayan biri olurdum" diye anlattı Miranda Kerr. Sevgilisinin ani ölümünün kendisini nasım etkilediğini de ifade etti ünlü model. "Bu durum bütün sistemimi etkiledi. Bu bana hayatımda hiçbir şeyin garantisi bulunmadığı konusunda bir ders oldu" dedi.KOCASINDAN İZİN ALIP OĞLUNA ONUN ADINI VERDİMiranda Kerr daha önce de ülkesi Avustralya'da yayınlanan Daily Telegraph Gazetesi'ne verdiği bir röportajda da sevgilisi Christopher'ın ölümünden sonra ona bir mektup yazdığını anlatmıştı. "Ölümünden sonra ona bir mektup yazdım. Orada da ilk çocuğuma onun adını vereceğimi umduğumu belirttim" dedi.Gerçekten de bu sözünü tuttu Kerr. İlk eşi Orlando Bloom'dan dünyaya gelen oğlu Flynn'in ikinci adı Christopher çünkü. "Orlando'ya bunu anlattım ve oğluma Christopher'ın adını vermek istediğimi söyledim. O da bunu kabul etti. Bundan mutluluk duyacağını söyledi" diye anlattı. Bir başka deyişle Miranda Kerr, her ne kadar büyük oğlunu Flynn diye çağırsa da resmi kimliğinde yazılı olan ikinci adı Christopher.. Bu sayede de genç yaşında ölen sevgilisine verdiği sözü tuttu. Onun adını kendi oğlunda yaşatıyor.BLOOM İLE EVLİYKEN BİR DE DÜŞÜK YAPTIMiranda Kerr, konuk olduğu programda Orlando Bloom ile evliliği sırasında bir erkek bebeğini de dünyaya gelmeden kaybettiğini yani düşük yaptığını söyledi. Ünlü modelin anlattığına göre eğer o bebek dünyaya gelseydi büyük oğlundan birkaç yaş küçük olacaktı.Kerr, 2010 yılında evlendiği Orlando Bloom ile yollarını üç yıl sonra ayırdı. Onun adından 2017 yılında Evan Spiegel ile hayatını birleştirdi. Kerr'in kendisinden yedi yaş genç kocası Spiegel ile mutlu bir evliliği var. Çiftin 6 yaşında Hart, 5 yaşında Myles ve bu yılın şubat ayında dünyaya gelen Pierre adında üç oğlu bulunuyor. Kerr'in eski eşi Orlando Bloom ile evliliğinden dünyaya gelen Flynn Christopher ise artık 13 yaşında.
Elbette bunun tersi örnekler de var... Çiftler tanışır... Aralarında usul usul bir aşk başlar ve bu yıllar sürecek bir beraberliğin ilk adımı olur. Bu aşk onları tam bir aile olmaya taşır, yani çoluk çocuğa karışırlar. Üstelik aralarından bazıları da hayatlarını tümden değiştirir. Çocuklarını daha doğal ortamlarda büyütmek isterler... Bir yandan mesleklerini sürdürseler de diğer yandan da hayatlarını temelden değiştirirler.ONLARI ARKADAŞLARI TANIŞTIRDITıpkı sinema ve TV dünyasının ünlü çiftlerinden Hilarie Burton ile kocası Jeffrey Dean Morgan gibi... 2009 yılında arkadaşları aracılığıyla tanışan iki oyuncu, o zamandan bu yana hiç ayrılmadılar... Aradan geçen zamanda saçlarına aklar düştü, ama aşkları katlandı.Bu arada iki çocuklarını da doğal bir ortamda büyütüyorlar. Bütün bunlar olurken bu ünlü çift radikal bir karar aldı. Yine de büyük kentten tamamen kopmadan New York yakınlarında bir çiftlik aldılar ve hayatlarını orada kurdular.DİZİDEKİ ROL ARKADAŞI MUTLULUĞUNUN YOLUNU AÇTIOnların bu mutluluğunun mimarları ise Hilarie Burton'ın One Tree Hill adlı yapımda birlikte kamera karşısına geçtiği rol arkadaşı Danneel Ackles ve kocası. Bir gün kocası Jensen ile birlikte Hilarie ve Jeffrey'i tanıştırdı Danneel. Tabii ki o ilk tanışmanın ardından Burton ile Morgan arasında hızlı bir aşk başladı. "Hızlı" dedik çünkü sadece bir yıl sonra oğulları Augustus dünyaya geldi. Onun doğumundan kısa süre sonra Hilarie Burton bir gazeteye verdiği röportajda "Çok mutluyuz ve biz iyi bir takımız. Ayrıca böyle bir ailemiz olduğu için de çok şanslıyız" diye anlattı durumlarını... Bu arada Burton, o röportajda oğlunun adını daha açıklamamıştı... Bunun nedenini de "Bütün anneler gibi onu korumak istiyorum" diyerek ifade etmişti.ÖZEL HAYATLARIYLA İLGİLİ SER VERİP SIR VERMEDİLERHilarie ile Jeffrey, hayatlarını da meraklı gözlerden uzakta geçirdiler. İlk kez ilişkileri başladıktan bir yıl sonra kırmızı halıya el ele çıktılar. 2017 yılında ikinci bebeklerinin dünyaya geleceğini açıkladılar. Zaten bir süre sonra da kızları George Virginia dünyaya geldi. İkinci bebeğin doğumundan bir yıl sonra da Hilarie Burton ile Jeffrey Dean Morgan bir anda faklı bir adım attı.İKİNCİ ÇOCUK DÜNYAYA GELİNCE ÇİFTLİK SATIN ALDILARNew York kırsalında bir çiftlik satın aldılar. O zamandan beri de bu çiftlikte yaşamlarını sürdürüyorlar.Orada çeşit çeşit hayvanları var ve ayrıca çeşitli sebze ve meyveler de yetiştiriyorlar. Hilarie Burton ile Jeffrey Dean Morgan, aralarındaki aşk giderek şiddetlendiği halde hemen evlenmediler. Bunun için ikinci çocuklarını doğumundan sonrasını beklediler... 2019 yılının ekim ayında New York'ta aile üyelerinin ve çok yakın dostlarının katıldığı bir törenle hayatlarını bu kez resmen birleştirdiler.10 YIL BİRLİKTE YAŞAYIP SONRA EVLENDİLERBurton bu konuda bir sosyal medya paylaşımında şunları yazmıştı. " On yıl kadar bir süre karı- koca gibi yaşadık. Normal bir aile kurduk, bir çiftliğimiz var ve ait olduğumuz toplumu bulduk. Yıllarca bazı yayın organları bizim 2014 ya da 2015'te evlendiğimizi yazdı. Hatta benim daha önce evlenip boşandığım da yazıldı. Ama bütün bunlar gerçeği yansıtmıyordu. Sonuçta biz kendi gerçeğimizi biliyoruz:"Özetle Hilarie Burton ile Jeffrey Dean Morgan, 2019 yılında resmen evlendiler. Şimdi çiftliklerinde iki çocuklarını büyütüp bir yandan da hayvanlarıyla ve bitkileriyle ilgileniyorlar. Hilarie ve Jeffrey, New York yakınlarında Mischief adını verdikleri çiftliklerinde yaşıyorlar. Bu arada Hilarie Burton'ın kırsal yaşamı anlatan bir kitap yazdığını da hatırlatalım.42 yaşındaki Hilarie Burton ile 58 yaşındaki Jeffrey Dean Morgan, kelimenin tam anlamıyla birlikte yaşlandılar.. Bir yandan çiftlikleriyle ilgilenirken diğer yandan da iki çocuklarını büyütüyor ünlü çift. Bu arada Burton artık saçını boyatmayı bıraktığını da söylemişti. Yani gerçekten de doğal bir ortamda yaşıyor ünlü çift.
Şimdi de gösteri dünyasının ünlü çiftiyle ilgili böyle mutlu bir haber geldi... Biri müzik diğeri moda dünyasının belli dönemlerine damga vuran çiftin en büyük kızı yakında anne olacağını sosyal medyadan ilan etti.Bakalım kim bu ünlü çift ve onlara torun sevincini yaşatan kendileri gibi ünlü kızları.SÜRPRİZİ EN SONA SAKLADIYakında üçüncü torunlarını kucaklamaya hazırlanan ünlü çift, müzik dünyasının bir değil birkaç dönemine damgasını vuran Duran Duran müzik grubunun solisti Simon Le Bon ile 80'lerin ve 90'ların en ünlü modellerinden biri olan karısı Yasmin Le Bon.1985 yılından bu yana evli olan ünlü çiftin ilk göz ağrısı, üç kızının en büyüğü olan Amber yakında bir bebek sahibi olacağını sosyal medya hesabından duyurdu.Annesi Yasmin gibi modellik yapan 35 yaşındaki Amber Le Bon, sosyal medya hesabından bir dizi fotoğrafını paylaştı. Üzerinde siyah, mini bir elbise olan genç kadının hamile olduğu ilk anda anlaşılmıyor.Fakat Amber son karede giderek büyüyen karnını gözler önüne seren bir pozuna yer verdi. Zaten paylaşımının mesaj kısmında da takipçilerini fotoğrafların sonuna kadar bakmaları konusunda uyardı.BABASININ KİM OLDUĞUNU AÇIKLAMADI... AMA HERKES TAHMİN ETTİAmber Le Bon bir de 'Yakında birisi geliyor' cümlesini yazdı paylaşımına. Genç modelin mutlu haberine ünlü ve ünsüz takipçilerinden çok sayıda beğeni ve tebrik mesajı geldi.Güzel model, paylaşımında doğacak bebeğinin babasının kim olduğunu açıklamadı. Fakat onun bir süredir yazar Ben Mercer ile birlikte olduğunu bilen hayranları bebeğin babasının da o olduğu düşüncesinde.Bir döneme damgasını vuran annesi Yasmin Le Bon'un izinden giderek moda alanında kariyer yapan Amber, bu duyuruyu yapmadan birkaç saat önce büyüyen karnını Londra'da çıktığı bir gezintide gözler önüne serdi.GÖSTERİ DÜNYASININ EN MUTLU ÇİFTLERİNDENBüyük kızları Amber sayesinde üçüncü torunlarını sevecek olan Yasmin ve Simon Le Bon gösteri dünyasının en mutlu çiftlerinden biri olarak biliniyor.1985 yılından bu yana evli olan ünlü çift, bu süreçte Amber'ın yanı sıra Saffron ve Tallulah adında iki kız çocuk sahibi daha oldu.Bu arada hemen hatırtalım, çiftin 33 yaşındaki ortanca kızı daha önce iki çocuk sahibi olmuştu.Bu hatırlatmanın ardından dönelim Yasmin ve Simon Le Bon çiftine...ÖNCE FOTOĞRAFINA AŞIK OLDUSimon ve Yasmin Le Bon'un adı her ne zaman geçse böyle konular değil çiftin neredeyse "ebedi aşkı" akıllara geliyor.Çünkü onlar gösteri dünyasının parmakla gösterilen çiftlerinden biri. 1984 yılında tanıştılar, bir yıl sonra evlendiler ve bir süredir daha 60'ına bile gelmemiş bir anneanne ile 65'inde iki torun sahibi bir dede olarak anılıyorlar.Aslına bakılırsa ünlü çiftin aşk öyküsü de benzerine filmlerde rastlanacak türden.Her ikisi de kariyerlerinin en parlak dönemini yaşadıkları için Simon Le Bon ile o dönemdeki adıyla Yasmin Parvaneh tabii ki birbirlerini uzaktan ve ismen tanıyorlardı. Fakat tanışmaları öyle klasik şekilde bir partide de ya da bir galada olmadı.Bir gün Simon Le Bon, İranlı bir baba ile İngiliz bir annenin kızı olan ve 80'lerde moda dünyasının yıldızları arasında yer alan Yasmin'in bir derginin kapağında yer alan fotoğrafını gördü. Şimdi kulağa biraz tuhaf gelecek ama o fotoğrafa aşık oldu ünlü şarkıcı. O dönemde takvimler 1984 yılını gösteriyordu.UCUZ YÜZÜKLE EVLİLİK TEKLİFİ... GELİNLİK YERİNE KOT PANTOLONTabii kendisi de gösteri dünyasında ünlü biri olduğu için öyle bir ünlüye uzaktan hayran olup aşkını kalbine gömenlerden olmadı.Hemen Yasmin'in modellik ajansıyla irtibata geçti ve bir tanışma ayarlandı. Şans bu ya Yasmin de bu yakışıklı genç adamdan etkilendi. O yıl tanıştılar ve ertesi yıl da hemen evlendiler.Ama sanmayın ki öyle gösterişli bir tören oldu onlarınki... Tam tersine Simon, aşık olduğu genç kadına sadece 30 sterlinlik bin yüzükle evlenme teklif etti. Nikahta Yasmin de gelinlik yerine Noel tatili olduğu için açık bulduğu tek mağazadan satın aldığı bir kot pantolunu giydi.KİME ULAŞTILARSA DÜĞÜNE ONU ÇAĞIRDILARDüğünün konukları da öyle önceden isimleri listelere yazılmış kişiler değildi. Bir gece önce kime ulaşabildilerse onları çağırdılar.Sonuç olarak 27 Aralık 1984 günü onlar sevgili statüsünden karı- koca statüsünü eriştiler. Nikah onları gerçekten de ölene kadar birleştirdi. Bu süreçte üç tane kız çocukları dünyaya geldi.Kendisi de bir model olarak tanınan Amber 34, Saffron 32 ve Tallulah da 28 yaşında. Kızları Saffron partneriyle birlikte iki çocuk sahibi oldu. Böylece ünlü çift de genç sayılabilecek bir yaşta büyükanne ve dede rolüne soyundu.
Tam her şey yerli yerine oturdu, istediği gibi bir sevgili buldu diye düşünülürken gelen "artık bekarım" itirafları...Kısacası hem güzelliği hem de kazancıyla dikkat çeken ünlü yıldızın özel hayatı neredeyse bir yıldır gündemin alt sıralarına düşmek bilmedi. Doğrusu o da bu konuda herhangi bir önlem almış değil.ÖNCE KOCASI GİTTİ SONRA SEVGİLİSİ... BÜTÜN İLGİSİ OĞLUNUN ÜZERİNDE Bu ünlü yıldızın Sofia Vergara olduğunu, Kolombiyalı güzelin hayranları daha ilk satırdan itibaren anladı zaten.52 yaşındaki Vergara, 8 yıllık kocası Joe Manganiello'dan boşandıktan sonra ortopedik cerrah Justin Saliman ile yeni bir aşka yelken açmıştı.Tam her şey yolunda diye düşünülürken o ilişkisinin de bittiğini "artık yarı bekarım" diyerek ima etti Vergara.Ama arkadaşları tarafından "hayat enerjisi hiç bitmeyen bir insan" olarak nitelendirilen Vergara, tabii ki bir başına yapayalnız kalmadı.Tam tersine henüz 18 yaşındayken lise aşkı Joe Ganzalez ile yaptığı ilk evliliğinden dünyaya gelen tek oğlu Manolo ile daha da yakınlaştı. Artık onun kurduğu yiyecek içecek işine eskisinden daha fazla destek oluyor.HAYAT YOLCULUĞUNDA HEP ANNESİNİN YANINDA Aslına bakılırsa henüz küçücük bir çocuk olduğu dönemden itibaren bütün kariyer ve hayat yolculuğunda hep yanında olan 33 yaşındaki Manolo, Vergara'nın da en yakın dostu.Aralarında anne ile oğul ilişkisi dışında çok iyi bir dostluk ilişkisi de var çünkü.Sofia Vergara, tek çocuğu Manolo'yu henüz 18 yaşındayken dünyaya getirdi. Onun doğumundan iki yıl sonra da kocası Joe Gonzalez ile boşandı. Ondan sonrasında ise Manolo hep yanındaydı.Hatta Kolombiya'dan ABD'ye taşındığı sırada henüz yedi yaşında bir çocuktu Manolo.YILDIZINI ALIRKEN DE YANINDAYDISofia, Hollywood'da şansını denemeye hazırlanan bir yıldız adayıyken oğlu Manolo ile ziyaret ettiği Los Angeles'taki ünlü Şöhretler Kaldırımı'nda çekilen fotoğraflarını da bir süre önce sosyal medya hesabından paylaştı.Tabii aradan yıllar geçtikten sonra bir gün kendisinin de o kaldırımda adının yazıldığı bir yıldızı oldu. O törende de Manolo yanındaydı.Çok genç yaşta kucağına aldığı oğlunun Sofia Vergara'nın hayatındaki önemi çok büyük.Bunu da People dergisine verdiği bir röportajda şu sözlerle anlattı ünlü oyuncu: " O doğduğunda daha 20 yaşında ile değildim. Anne olmadan önceki hayatımı hatırlamıyorum bile" diyerek anlattı.Söylediğine göre zaman zaman anne olduğunda daha ileri bir yaşta olmayı hayal etmiş Vergara.'BEN OĞLUMLA BİRLİKTE BÜYÜDÜM'Daha olgun ve anne olmaya daha hazır hissettiği bir dönemde bebek sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu hep düşünmüş geçmişte.Ama zaman geçtikçe bu konudaki fikirleri de değişmiş.Bunu da bir röportajında "Sonra elimden geldiğince geriye dönüp bakmamaya çalıştım. Çünkü olan olmuştu. Ama aynı zamanda genç yaşta anne olmak eğlenceliydi de. Çünkü oğlumla birlikte büyüdüm" diye anlattı.Son dönemde anne ile oğul artık iş ortağı da oldular. Kolombiya geleneklerini yansıtan TOMA adında bir yiyecek içecek markası kurdular. Şimdi bütün enerjilerini de bu girişime odaklamış durumdalar.ARTIK TORUNUNU SEVMEK İSTİYORHer ne kadar kendi özel hayatını milyonlarca hayranının gözleri önünde yaşasa da Vergara'ın oğlu Manolo'nun hayatı kapalı kapılar ardında.Ama Joe Manganiello'dan boşandığı dönemde de itiraf ettiği gibi Vergara, artık büyükanne olma vaktinin geldiğine inanıyor.Bir röportajında söylediği gibi "eğlenceli bir babaanne " olacağını düşünüyor Vergara. Hatta bunun provasını Manolo'nun köpeğiyle de yapıyorlar söylediğine göre.Manolo annesine bazen hafta sonlarında köpeğini bırakıyor. Vergara da onunla torunu gibi ilgileniyor."ÇOCUK YÜZÜNDEN BOŞANDIKLARINI İLERİ SÜRMÜŞTÜVergara, eski eşi Joe Manganiello'dan boşandığı dönemde onun bir çocuk sahibi olmak istediğini ama kendisinin böyle bir arzusu bulunmadığını açıklamıştı. Hatta o sırada "Benim için artı çocuk doğurma değil torun sevme zamanı geldi" demişti.Manganiello ise onun bu sözlerini "Bu konuyu ilişkimizin başında konuşmuştuk. Çocuk isteği olmayınca karısını terk eden adam gibi gösterildim" diyerek yalanlamıştı.
Gerçekten de öyle oldu... Bir gün bir futbol maçına gitti. Sonra hiç beklemediği bir anda saha kenarı kamerasının dikkatini çekti. Artık bütün stadyum onu izliyordu. O andan sonra da şöhrete giden yol onun için açıldı.Ünlü oldu olmasına ama öyle sakin bir hayat da sürmedi. Gösteri dünyasının ne kadar çılgınlığı, olaylı aşkı, evliliği boşanması varsa hepsini yaşadı. Sonunda artık 50'li yaşlarının ikinci yarısında bütün o spot ışıklarına, kırmızı halılara hatta yıllarca yüzünden eksik etmediği makyajına bile veda etti. Bütün bunlardan önce ünlülerin rağbet ettiği bir bölgede satın aldığı lüks evini çoktan satmıştı bile.Özetle bir zamanların en parlak yıldızı şimdi ana vatanında büyüdüğü uzak bir adada bir başına ve doğanın kollarında bir hayat sürdürüyor.60'INA YAKLAŞIRKEN KENDİNE BAMBAŞKA BİR HAYAT KURDUBu ünlü ismin kim olduğuna gelirsek...Bir zamanlar gösteri dünyasının en ünlü ve en olaylı kahramanlarından biri olan Pamela Anderson. Bugün artık 57 yaşında olan Anderson, Hollywood ile çoktan vedalaştı... Malibu'daki lüks evini zaten birkaç yıl önce satmıştı.Anderson, tasını tarağını topladı ve Kanada'da büyüdüğü Vancouver adasındaki Ladysmith adlı küçük kasabada yalnız başına ama huzurlu bir şekilde yaşamını sürdürüyor.Aslında tamamen emekli olmayıp zaman zaman bazı etkinliklerde makyajsız haliyle boy gösterse de artık hayatının merkezi Hollywood değil, o sakin ve huzurlu ada.WWD.com adlı internet sitesine konuşan Pamela Anderson, yıllarını geçirdiği California'nın ışıltılı dünyasına neden veda ettiğini anlattı.'GERÇEKTEN KİM OLDUĞUMUN FARKINA VARDIM'Anderson "Sanırım eve dönmek benim için hayatıma gerçekten bakmak ve gerçekten kim olduğunu hatırlamaktı. İnsanların bana olduğumu söylediği kişi değil aslında kim olduğumu görmekti" diye konuştu.'GERÇEKTEN KİM OLDUĞUMUN FARKINA VARDIM'Anderson "Sanırım eve dönmek benim için hayatıma gerçekten bakmak ve gerçekten kim olduğunu hatırlamaktı. İnsanların bana olduğumu söylediği kişi değil aslında kim olduğumu görmekti" diye konuştu.GÜL BAHÇESİ ONA İLHAM VERDİYıldız,internet sitesine verdiği röportajda her güne kendisine ait gül bahçesinde başladığını da söyledi. Aslında bu güller ona yeni girişimi için de ilham verdi. Ünlü yıldız şu sıralarda bahçesindeki güllerin ilhamıyla üretilen yeni yüz temizleme jelinin tanıtımıyla meşgul bir yandan da.Bu yeni girişimi de onun için çok önemli... Çünkü kendine yeni bir kariyer yolu açan bu gül bahçesinde aynı zamanda kendini de yeniden keşfettiğini saklamadı Anderson.Bu arada Pamela Anderson, büyüdüğü kentte yaşarken bütün işlerden elini eteğini de çekmedi. Aynı zamanda orada bulduğu boşlukta yeni hayatına I Love You (Seni Seviyorum) adını verdiği bir yemek kitabını da sığdırdı.HAMİLEYKEN BİLE ŞİDDET GÖRDÜOyuncu olarak ilk büyük çıkışını Baywatch (Sahil Güvenlik) adlı diziyle yapan Pamela Denise Anderson, 1 Temmuz 1967'de Kanada'da dünyaya geldi. 1989 yazında Kanada'da, arkadaşlarıyla birlikte gittiği bir futbol maçında keşfedildi. O an onun hayatını değiştirdi. Modellik anlaşması imzaladı ve adını Playboy modeli olarak duyurdu. Ondan sonra da ABD'de, ışıltılı dünyada yükselmeye başladı.Pamela Anderson kariyerinin yanı sıra özel hayatıyla da çok konuşuldu. Hep gündemde kalmasını sağlayan evliliklerinin ilkini Tommy Lee ile yaptı. İki çocuk sahibi olduğu bu evliliğinde her türden şiddeti gördü Anderson. Hatta karnında bebeği varken bile Tommy Lee ona eziyet etmekten geri durmadı.ARDI ARDINA EVLİLİKLER: Pamela Anderson, 2006 ile 2007 arasında Kid Rock ile evli kaldı. Daha sonra Rick Salomon ile ilk evliliğini 2007 ile 2008 arasında yaptı. Çift, 2014 ile 2015 arasında bir kez daha evlenip boşandı. Pamela Anderson, Jon Peters ile 2020 yılında sürpriz şekilde evlendi ve yine aynı yıl boşandı.İNŞAAT İŞÇİSİYE EVLİLİĞİNDE SKANDAL SON: Pamela Anderson son evliliğini Kanadalı inşaat işçisi Dan Hayhurst ile yaptı. Fakat skandala dönüşen bu evlilik sadece 13 ay sürdü. Hayhurst ile memleketi olan Kanada'nın Ladysmith kasabasında evlenmişti Pamela Anderson. Ama sonradan evlendiği adamın nişanlısı ortaya çıktı. Anderson'ın 'yuva yıkan kadın' damgasını yediği bu evlilik kısa sürede bitti.12 GÜNLÜK EVLİLİKTEN 10 MİLYON DOLAR: Pamela Anderson'ın bu kadar konuşulan özel hayatıyla ilgili çarpıcı bir ayrıntıya daha değinelim. Anderson en kısa evliliğini sonradan film yapımcısı olan eski kuaför Peters ile 2020 yılında yaptı. Bu evlilik sadece 12 gün sürdü. Ama buna rağmen mirasından yıldıza 10 milyon dolar bıraktığını açıkladı. Bu sırada da Pamela Anderson ile yaptığı evliliğin gerekli evrak başvurusu yapılmadığı için kayda geçmediğini de itiraf etti.
Takvimler 1994 yılının 27 Haziran gününü gösteriyordu. İngiliz kraliyet ailesinin iki üyesi hem duygusal hem de fiziksel açıdan hareketli bir gün yaşıyordu. O gün olanların, ağızlardan çıkan sözlerin tarihe geçeceğinden belki kendilerinin bile haberi yoktu.TARİHE GEÇEN SÖZLER... HAFIZALARA KAZINAN GÖRÜNTÜTarihe geçen o gün, deneyimli bir gazeteci olan Jonathan Dimbley, o sırada henüz prens olan Charles'a, evliyken Diana'yı aldatıp aldatmadığını sordu.Önce "hayır" dese de Charles sonra da gazetecinin ısrarlı sorusu üzerine "ilişkileri onarılmayacak noktaya gelinceye kadar hiç aldatmadığını" söyledi. Uzun sözün kısası gazetecinin ısrarı karşısında şu anda karısı olan Camilla Parker Bowles ile Diana'yı aldattığını itiraf etti.Üstelik o sırada yüz ifadesinde ya da ses tonunda herhangi bir pişmanlık belirtisi bile yoktu.Yeri yerinden oynatan bu sözlerin duyulduğu günün akşamında, Charles'ın evliliğini bitirdiği eski karısı Diana ise Vogue dergisinin düzenlediği bir partiye gidecekti.Kocasının o gün TV ekranlarında ne türden açıklamalar yapacağını belki de içgüdüleri ona söylüyordu. Ama yine de Charles'ın sözleri onu ruhsal olarak sarstı.ASLINDA BAŞKA BİR ELBİSE GİYECEKTİAslında o parti için Valentino tasarımı bir elbise giymeyi planlamıştı Diana. Fakat yaşadığı duygusal sarsıntı yüzünden üç yıldır dolabında asılı duran siyah mini bir elbiseyi giymek istedi.Bir başka ünlü modacı, Christina Stambolian'ın imzasını taşıyan o siyah elbise bedenini sımsıkı sarıyordu. Görüntüsünü, turkuaz rengi taşlı inci bir kolye ve yine damla şeklindeki inci küpelerle tamamladı. Bileğine de bir bilezik taktı. Ayağında elbiseyle aynı renkte siyah ayakkabıları vardı.Diana, o gece giydiği o elbiseyle hafızalara kazındı. Milyonlarca kişi Diana'nın üzerindeki kıyafeti Charles'ın o gün yaptığı açıklamanın intikamını almak için giydiğine inandı. Basın da bu durumu daha da körükledi. Bu siyah elbiseyi "asil ve zarif bir intikam silahı" olarak tanımladı.Ondan sonra da o siyah mini elbise "intikam elbisesi" olarak tarihe geçti.AMACI DIANA'YI ANMAKTI AMA ÇOK ELEŞTİRİ ALDIİşte o elbise giyilmesinden ve Diana'nın ölümünden yıllar sonra bu kez bambaşka bir nedenle ve üstelik de karmaşık duygular yaratır bir şekilde gündeme geldi.Bunun nedeni de o unutulmaz elbisenin, ünlü bir model tarafından Cadılar Bayramı kostümü olarak değerlendirilmesi.Milyonlarca insanın çeşitli kılıklara girdiği bu özel kutlamada ünlü İsveçli model Elsa Hosk da Diana'nın intikam elbisesi içindeki görüntüsünü canlandırdı. Başına onun kısa saçlarını andıran bir peruk taktı. Benzer kolyesiyle de Diana'nın 1994 yılındaki o partideki görünümünü taklit etti.Sonra da çekilen pozlarını sosyal medya hesabından paylaştı. Orada yazdığı "Size ikonik bir Cadılar Bayramı diliyorum. Halkın prensesi" notuna bakılırsa amacı Prenses Diana'yı anmaktı.Ama onun bu iyi niyeti çok da büyük alkış almadı doğrusu. Birçok kişi Elsa Hosk'un bu seçimini "saygısız ve korkunç" olarak nitelendirdi.DIANA'NIN ANISINA SAYGISIZLIK YAPMAKLA SUÇLANDIBirçok kullanıcı Elsa Hosk'u Diana'nın anısına saygısızlık yapmakla suçladı Bazıları da "Lütfen sürekli Diana'yı taklit etmeyi bırakabilir miyiz... Ruhu huzur bulsun" sözleriyle görüşünü ifade etti.Hosk'un bu seçimini daha iyimser olarak değerlendiren bazı kişiler de "Sorgulanabilir bir tercih... Ama Elsa bunu başarıyla taşıyor" yorumunu yaptı.Bazı kullanıcılar da "Ben Elsa Hosk'u severim. Ama bu seçim uygun olmamış" diyerek görüşünü belirtti.Diğer yandan az sayıda da olsa Hosk'un bu tercihini çok beğenenler de oldu. Bu grup da ünlü modeli bu yılın Cadılar Bayramı'nın kraliçesi ilan etti.Elsa Hosk, Prenses Diana'yı el hareketine kadar taklit etti. Ama Diana hayranlarından da belki de hiç beklemediği kadar eleştiri aldı.İsveçli Elsa Hosk, dünyanın en gözde ve en çok kazanan modellerinden biri.İNTİKAM KÜPELERİ ARTIK KATE'İN KULAĞINDABu arada Prenses Diana'nın o gece intikam elbisesini tamamlamak için kullandığı inci küpeleri yıllar sonra hiç göremediği gelini Kate Middleton kullandı. Kate, Kraliçe 2. Elizabeth'in cenaze töreninde giydiği siyah kıyafeti bu intikam küpeleriyle tamamladı.Saçlarını açık bırakan Middleton'ın kulağındaki küpeler yıllar önce Prenses Diana tarafından defalarca kullanıldı. Damla şeklindeki bu beyaz küpeleri Prenses Diana, bazen taçlarıyla bazen de farklı kıyafetlerle takardı.Middleton'ın bu seçimi, birçok kişinin hafızasında 1994 yılında yaşananları tazeledi.Diana'nın büyük oğlu William 'ın karısı Galler Prensesi Kate Middleton zaman zaman kayınvalidesinin geçmişte giydiği kıyafetleri anımsatan tercihleriyle dikkat çekiyor. Belli ki bu da bilerek yapılan bir durum. Ama bugüne kadar hiçbir zaman Diana'yı birebir taklit etmedi.
Evlenmeden önce paparazzi orduları evinde bile onu rahat bırakmazken, patlayan flaşlardan gözleri önünü bile görmez olduğunda çıkıp tek kelime etmedi. William ile ayrılık yaşadıkları süreçte birçok derginin kendisine getirdiği röportaj tekliflerini reddetti...Bu şekilde sabırlı davranışlarıyla hedefine adım adım kilitlendi Kate Middleton. Sonunda 2011 yılında Prens William ile evlenip resmen İngiliz kraliyet ailesinin bir üyesi hatta daha da ötesinde ülkenin gelecekteki kraliçesi oldu.BU YIL HAYATININ EN BÜYÜK SINAVIYLA YÜZLEŞTİO günden sonra da aile kendisinden neyi nasıl yapmasını bekliyorsa hep öyle davrandı. En zor anlarında bile yüzünden gülümsemesini eksik etmedi, kocası hakkında ortaya atılan "Kate'i aldatıyor" iddialarına da sessiz kaldı.Tahta üç tane varis dünyaya getirdi. Aslında soylu bir aileden gelmemesine, sıradan bir çevrede doğup büyümesine rağmen, İngiliz kraliyet ailesinin yüzünü kara çıkartacak tek bir hata yapmadan bugünlere geldi. Fakat bu yılın başında belki de hayatının en büyük sınavıyla karşılaştı.Her ne kadar türünü açıklamasa da kansere yakalandığını ve tedavi göreceğini açıkladı. Sonra da uzun bir sessizliğe gömüldü. Arada birkaç etkinliğe katılan Kate, geçen eylül ayında da sosyal medya hesaplarından paylaşılan bir aile videosuyla kemoterapinin tamamlandığını duyurdu.William'ın annesi Prenses Diana'nın ölümünden tam 23 yıl sonra ilk kez Galler Prensesi unvanını resmen taşıyarak tarihe de geçen Kate Middleton'dan gelen bu haber sadece ailesini ve yakınlarını değil dünyanın dört bir yanındaki hayranlarını da sevindirdi.Ondan sonra da kocası William ile sürpriz bir ziyarete bile gitti.MADALYONUN DİĞER YÜZÜ O KADAR PARLAK DEĞİLBu, madalyonun görünen yüzü... Ama bir de görünmeyen ve biraz karanlık bir yüzü var... O da bazı magazin sitelerine çoktan yansımış durumda.Her zaman kararlı ve güçlü iradeye sahip kişiliğiyle bilinen Galler Prensesi Catherine ya da hayranlarının arasındaki adıyla Kate Middleton için işler dışarıdan göründüğü kadar kusursuz ve yolunda değil.Üstelik bu kez sözünü ettiğimiz, yaşadığı ailenin katı kurallarıyla ilgili bir durum değil. Burada söz konusu olan Kate Middleton'ın kansere yakalandıktan sonra geçirdiği değişimle ilgili.Bu konuda öyle önceden konuşulduğu gibi iyimser ve güllük gülistanlık yorumlar da yapılmıyor.Tedavisinin tamamlandığını açıkladığı aile videosunda Kate, hem kendisinin hem de kocası William'ın, hastalıkla mücadele sırasında hayatın küçük zevklerinin ve anlarının ne kadar değerli olduğunun farkına vardıklarını belirtmişti.Bu, iyimser açıdan bakıldığında iyi bir durum olabilir. Ki zaten böylesine hayatı tehdit eden durumları atlatan birçok insan benzer bir değişim geçirir.'HASTALIK YAŞAM SEVİNCİNİ ALIP GÖTÜRDÜ'Ama İngiliz basınındaki bazı iddialara bakılırsa Kate Middleton'a olan sadece bu değil. Galler Prensesi ile ilgili olarak konuşulan başka bir durum var. O da yakalandığı hastalığa karşı verdiği acımasız mücadelenin Kate'in yaşam sevincini de çalıp götürdüğü.Üstelik bu iddialara göre Prenses bu süreçte kabullenmeye istekli olduğundan çok daha büyük bedeller ödedi.Kate ile William'a yakın, adının açıklanmasını istemeyen bir saray çalışanı "Prenses, kanser ve buna karşı uygulanan tedavilerin yarattığı etkiler yüzünden derin psikolojik yaralar aldı" diye özetledi durumu.Onun ileri sürdüğüne göre Kate Middleton, hem zihinsel hem de fiziksel olarak kendini bitkin hissediyor. Bu yüzden en basit görevlerini bile yerine getirmekte zorlanır bir hale geldi.Yine aynı kaynağa göre başta kocası William olmak üzere etrafındaki herkes Kate'in canlılığını ve yaşama coşkusunu kaybettiğini dışarıdan baktıklarında bile görebilir hale geldi.SÜRPRİZ ZİYARETTE YAŞADIKLARININ İZİ YÜZÜNE YANSIYORDU42 yaşındaki üç çocuk annesi Kate Middleton, tedavisi tamamlandıktan sonra sürpriz bir şekilde ilk kez halka açık bir etkinliğe katıldı. Kocası Prens William'ın bir ziyaretinde o da yer aldı.İlk bakışta eskisi gibi görünüyordu Galler Prensesi Kate Middleton. Giyimi kuşamı yerindeydi. Üstelik kendisiyle aynı kaderi paylaşan birçok kişinin aksine tedavi sırasında kullanılan ilaçlar nedeniyle saçları da dökülmemişti. Özenle taranmış ve bukleler halinde omuzlarından aşağıya dökülüyordu. Gülümsediği zaman da eskiyi aratmıyordu Kate.Ama yüzü ciddi bir ifadeye büründüğünde geçirdiği zorlu deneyimin onda bıraktığı izler de saklanır gibi değildi. Cildinde sadece yaşından kaynaklanmayan yıpranmalar ve gözlerinin altındaki usta işi makyajın bile saklayamadığı derin halkalar dikkat çekiyordu.Yine de Middleton'ın kendi mücadelesi, onun Taylor Swift temalı bir dans gösterisi sırasında vahşice bıçaklanan üç küçük çocuğun ailelerini kocasıyla birlikte ziyaret etmekten alıkoyamadı.Her ne kadar o gün güçlü bir görüntü sergilese de Kate Middleton, saray kaynaklarına göre kanser hastalığı ve tedavisinin ardından eski halinin bir gölgesi haline geldi.'ESKİ HALİNİN BİR GÖLGESİNE DÖNÜŞTÜ'Yine bir saray kaynağına göre Prens William da karısı Kate'in bu durumu nedeniyle çok endişeli.Bir yandan karısıyla aynı dönemde kansere yakalanan babası Kral Charles, diğer yanda Kate Middleton ve hayatlarını normal bir şekilde sürdürmesi gereken üç küçük çocuk arasında eski kaygısız günlerini mumla arar hale geldi William.Bu arada kendisi de aynı hastalıkla mücadele eden Kral Charles her ne kadar zaman zaman sosyal medyadan selam gönderse de gelini Kate'in mücadelesine çok da yakından destek veremedi.İleri sürülenlere göre onun Kate ile William'dan beklentisi çiftin özel sorunlarını dışarıya yansıtmadan mümkün olduğunda eksiksiz şekilde görevlerini yerine getirmeleri.Aslına bakılırsa aileden kimsenin Kate ile ilgili bu konuda büyük bir kaygısı da yok. Çünkü Galler Prensesi her koşulda kendisinde beklenenleri eksiksiz ve kusursuz şekilde yerine getirmesiyle biliniyor. İşler yine o şekilde yürüyecek.HERKES TAMAMEN İYİLEŞMESİNİ BEKLİYOR: Özetle zorlu bir tedavi sürecini geride bırakan Kate Middleton ile ilgili son iddialar bu şekilde. Her ne kadar tedavi sırasında eskisinden daha zayıf olması, gülümsemediği zaman yüzüne yansıyan yorgunluğu belli olsa da hem kendisinin hem ailesinin hem de onu dışarıdan takip eden milyonların umutlu beklentisi, Galler Prensesi Kate Middleton'ın tamamen iyileşmesi ve yine eski günlerine dönmedi. Elbette bunun için de zaman gerekiyor.SAĞLIKLI SON GÖRÜNTÜSÜ BU OLDUGaller Prensesi Kate Middleton, geçen yılın 25 Aralık günü yapılan Noel kutlamasında ailesiyle birlikte kamera karşısına çıktı. Ondan sonra bir süre sessizliğe gömüldü.Herkes ailenin yeni yıl tatiline çıktığını düşündü. Ama gerçek, 2024 yılının ocak ayının ilk yarısında yapılan bir açıklamayla ortaya çıktı: Kate karın bölgesinden bir operasyon geçirmişti.Sonra marrt ayına kadar binlerce komplo teorisinin hedefinde gözlerden uzak kaldı Kate. Mart ayında da kanser tedavisi göreceğini açıkladığı bir video yayınlandı.
Ama yıllar boyunca, aralarındaki yaş farkını hiç umursamadan, bir türlü biyolojik çocukları olmadığı için evlat edindikleri iki çocukla mutlu bir evlilik sürdüren ünlü çift gerçekten de yolun sonuna gelmişti.Böyle durumlarda her zaman olduğu gibi bin bir çeşit söylenti ortaya atıldı. Yine de boşanan çift, ilk ortak duyurunun ardından bunların hiçbirine yanıt vermedi. İkisi de kendi hayatlarına gitti.Fakat son dönemde yine gündemin ilk sırasında bu eski çift. Çünkü "erkek tarafı" yeni bir aşk söylentisiyle gündemde. Bunun ilk heyecan dalgası geçtikten sonra bu kez işin içine eski eşi de karıştı...Yeni iddialara göre ünlü çiftin "kadın tarafı" kocasının bir müzikaldeki rol arkadaşından, ikisinin arasında bir ilişki olabileceğinden başından beri şüpheleniyordu.ESKİ KARISI İKİSİNDEN DE ŞÜPHELENİYORDUKonuyu yakından takip edenler Hugh Jackman ile eski eşi Deborra Lee Furness'in bu olayın kahramanları olduğunu çoktan anladı bile.Geçen yıl eylül ayında boşanma açıklaması yapan Jackman ile Furness bir daha da bu konuda hiç konuşmadılar.56 yaşındaki Hugh Jackman son birkaç haftadır Broadway'de sahnelenen The Music Man adlı yapımdaki rol arkadaşı Sutton Foster ile aşk yaşadığı söylentisiyle gündemde.İşin aslına bakılırsa bu durum artık söylentiyi de geçti gerçeğin ta kendisi olduğu kesin gibi bir durum. Geriye kalan tek ayrıntı Jackman ile Foster'ın el ele kırmızı halıya çıkması.Bu arada Sutton Foster'ın, kocası Ted Griffin'den boşanması da bu söylentileri daha da artıran bir ayrıntı oldu.Şimdi Hugh Jackman, Deborra Lee Furness ve Sutton Foster'ın adı yeni bir iddiada yan yana geçiyor.Buna göre Jackman, daha evli olduğu dönemde The Music Man adlı müzikalde Sutton Foster ile birlikte çalışırken 68 yaşındaki Deborra Lee Furness'in ikisi hakkında şüpheleri vardı.KAYNAKLAR: 'BU İLİŞKİ ESKİ KARISI İÇİN BİR SIR DEĞİLDİ'Kısaca söylersek bu yeni iddialara göre Furness, 27 yıllık kocası Jackman'ın, rol arkadaşı Foster ile yakınlaştığını düşünüyordu Üstelik Deborra Lee Furness'in bu şüpheleri, daha 2022 yılında ikilinin müzikal için bir araya geldiği ilk dönemde başlamıştı.İngiliz Daily Mail gazetesine konuşan bir kaynak bu konuda "Hugh, Sutton ile birlikte müzikalde çalışmaya başladığında Deborra Lee'nin şüpheleri vardı. Bu yüzden eski kocası Hugh ile Sutton'ın ilişkisi onun için bir sır değildi" diye konuştu.Diğer yandan bu kaynağa bakılırsa Deborra Lee Furnes, bu konuda konuşma taraftarı değil.Onun bu konudaki sözleri şöyle: "Deborra Lee bütün bunların dışında kalmak istiyor. Eski kocası Hugh hakkında kamuoyuna olumsuz açıklamalar yapmak niyetinde değil. Boşandıklarında aralarında yaşanan bu tür özel olayları gizli tutmaya karar vermişlerdi."İLİŞKİLERİNİ RESMEN GÖZLER ÖNÜNE SERMEYE ÇOK YAKINLARBaşka bir kaynağa bakılırsa Hugh Jackman, başlarda biten evliliği için yas tuttu. Bu arada Sutton da kocası Ted Griffin'den boşandı.Şimdi ikisi de artık ilişkilerini kamuoyu karşısında da gözler önüne sermeye çok yakın bir durumda.Hugh Jackman ile Sutton Foster'a yakın kaynaklara göre ikili birbirlerini gerçekten seviyorlar ve hayatlarının geri kalanını da birlikte geçirmekte kararlılar.Hugh Jackman'ın özel hayatını artık bilmeyen kalmadı. Sutton Foster'a biraz daha yakından bakacak olursak...İKİNCİ EVLİLİĞİNİ YAŞIYORDUTiyatro, film ve TV dünyasında 30 yıllık bir kariyeri olan 49 yaşındaki Foster 2006 ile 2009 arasında Christian Borle ile evliydi.Ardından da Ocean's Eleven, The Wolf of Wall Street gibi filmlerin senaryo yazarı kadrosunda olan Ted Griffin ile 2014 yılında bir evlilik yaptı. Bu evlilikten de Emily adında bir kızı dünyaya geldi.Hugh Jackman ise Deborra Lee Furness ile ilişkisinden 24 yaşında Oscar ve 19 yaşında Ava adında iki tane evlatlık çocuk babası.