Kur seviyelerindeki yükseliş ile sıfır km. araç fiyatlarının da artmasıyla birlikte ikinci el araçların fiyatının da artacağını düşünen tüketiciler araçlarını ilandan çekti. Arabam.com yetkilileri 50.000 TL-100.000 TL aralığındaki ve 100.000 TL-150.000 TL aralığındaki araç ilan sayısında ortalama %5 azalma yaşanmasının otomobilini satmayı düşünen tüketicinin, değerinin artabileceği düşüncesi ile aracının satışını şu an beklettiğini gösterdiğini söylediler. Yetkililer “350.000 TL ve üzerindeki araç ilan sayıları ise %6,3 oranında arttı. Kurdaki artışın otomobil fiyatlarına yansıdığını ve sektörü etkilediğini söylemek mümkün” diye konuştular. Yaşı büyük araçlara ilgi arttı Sahibinden.com verilerinden hazırlanan rapora göre kasım ayında en çok ilan verilen kategorisi Otomobil oldu. Otomobili; Minivan & Panelvan, Arazi/ SUV & Pick-up, Motosiklet ve Ticari Araçlar takip etti. Vasıta kategorisinin tamamı incelendiğinde ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre Karavan ilanları %79, ATV’ler %51, Motosiklet ilanları ise %24 arttı. Kaldırılan ilanlarda, 0-3 ve 4-6 yaş gruplarının paylarında düşüş yaşanırken 7-9 ve 10-14 yaş aralığındaki araçlarda artış gözlemlendi. Marka & Model sıralamasında ilk sırada yine Renault – Clio yer aldı. Sıralama, Volkswagen Passat, ve Opel Astra’nın yerini alan Renault – Megane ile devam etti. Ford - Focus ise marka-model sıralamasında 5. sırada yer aldı.
Araç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2021 yılının 3. çeyrek sonu sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü yılın 9 aylık bölümünde 12,6 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 47 bin 700 adet aracı filosuna kattı. Sektörün aktif büyüklüğü ise 47,7 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu dönemde, sektörün kiradaki aktif araç sayısı yılın ilk yarısı sonuna göre yüzde 1’in altında azalarak 221 bin 748 adet oldu. Sektörün toplam araç sayısı ise 2020 yılı sonuna göre yüzde 9,1 azaldı ve 239 bin adede geriledi. Hafif ticari araçların payı Rapora göre, Renault yüzde 22,9 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’u yüzde 14,7 ile Fiat, yüzde 10,9’la Volkswagen ve yüzde 10,8’le Ford takip etti. Bu dönemde, sektörün araç parkının yüzde 50,7’si kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 26,5 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 18 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki payı yüzde 2,9 olan hafif ticari araçların payı ise 2021 yılının 3. çeyreği sonunda yüzde 4,8’e yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının hızla artmaya devam etmesi de dikkatleri çekti. Buna göre, sektörün araç parkının büyük bölümünü yüzde 74,9 ile dizel yakıtlı araçlar oluşturmayı sürdürürken, benzinli araçların payı yüzde 19,2’ye çıktı. Hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 5,9’a ulaştı. TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Ticari araç kiralama oranları artış gösteriyor. Bu trendin önümüzdeki süreçte de devam edeceğini öngörüyoruz” dedi. Sedan gövde tipi TOKKDER raporuna göre, 2021 yılının 3. çeyreği sonunda operasyonel kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç oranlarında sedan birinciliği devam etti. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 66,9’la birinci sırada yer alırken, hatchback gövde tipine sahip araçlar yüzde 18,6 ile ikinci sırada geldi. SUV araçlar ise yüzde 6,7 ile üçüncü sırada yer aldı. Bu araçları yüzde 2,1 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Rapora göre, sektörün toplam araç parkındaki araçların yüzde 68,3’ünü otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı yüzde 31,7 olarak gerçekleşti. Çip krizi, büyümeyi engelledi Otomotiv dünyasının yaşadığı çip krizinin Türkiye’ye yansımalarını değerlendiren TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, “Kiralama sektöründe ikinci ve üçüncü çeyrekte bir miktar büyüme beklentimiz vardı. Ancak araç bulunurluğunda yaşanan sıkıntılar sektörün araç parkında beklenen büyümeyi, özellikle üçüncü çeyrekte fırsat olmasına rağmen, yakalayamamasına sebep oldu. Yaşanan bu problemler dolayısıyla tüm dünya otomotiv sektöründe bir daralma söz konusu oldu. Çip tedarikindeki sorunun 2022 yılı ortasına kadar devam edeceği öngörülüyor” şeklinde konuştu. 2022’de büyüme gerçekleşir Türkiye otomotiv sektörünü ciddi şekilde etkileyen çip krizi dışında da etkenler olduğunu vurgulayan İnan Ekici, “Otomotiv sektöründeki fiyat artışları ve mali disiplindeki iniş çıkışlardan kaynaklı olarak tüketicinin tercihi ekonomik ve küçük segment araçlara kaymış durumda. 2022 ortasında ise çip krizinin sonlanması ile araç bulunurluğunun da artması ve büyümesi bekleniyor ancak Türkiye’de bu büyümenin yaşanabilmesi için döviz kuru ve ekonomide yaşanan dalgalanmaların durulması gerekiyor” dedi. Günlük kiralamada yabancı turist etkisi Pandemi sebebiyle 2020 yılında günlük kiralama sektörünün ciddi darbe aldığını sözlerine ekleyen İnan Ekici, “Haziran ayı ve sonrasında seyahat engellerinin kalkmasıyla birlikte yerli ve yabancı turist sayısında bir artış oldu, hala geçmiş seviyelerinde değil ancak bir önceki seneye göre ciddi bir artış oldu. Yurt içi yolcu sayısında yaklaşık yüzde 35, yurt dışı yolcu sayısında ise yaklaşık yüzde 75’lik bir artış yaşandı. Bu da günlük kiralama sektörüne, her ne kadar 2019’un halen altında olsa da olumlu yansıdı. Günlük kiralama işi yerli müşteri sayısı yaklaşık yüzde 20 - 25 seviyelerinde büyürken, yabancı müşteri adedi ise yaklaşık yüzde 40 kadar büyüdü. 2022 yılının geçtiğimiz yıllardan, hem aşılanma hem de koronavirüs salgını seyri açısından, çok daha iyi yönetilen bir yıl olacağını öngörerek turizm açısından daha hareketli bir yıl bekliyoruz. 2022’de, yabancı turist kaynaklı bu yıl yakalanan iyileşmenin trend olarak devam edeceğini söyleyebilirim” açıklamasında bulundu. Sözleşmelerin büyük bölümü 30-42 ay süreli Operasyonel kiralama sektörü, 2021 yılının ilk 9 ayını kapsayan dönemde ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya da devam etti. TOKKDER’in hazırladığı rapora göre, sektörün 2021 yılının ilk 9 ayında ödediği vergi tutarı toplamda 6,6 milyar TL’yi buldu. Sektördeki kiralama sürelerine bakıldığında ise, yılın 3. çeyreği sonunda Türkiye’deki operasyonel kiralamaların yüzde 46,5’ini 30-42 ay süreli sözleşmelerin oluşturduğu görüldü. Bu sözleşmelerden sonra en çok tercih edilen operasyonel kiralama süresi yüzde 20 ile 43 ay ve üzeri sözleşmeler olurken, 18-30 aylık sözleşmeler yüzde 18,4 oranında tercih edildi. 18 ayın altındaki kiralama sözleşmeleri ise kontratların yüzde 15,1’ini kapsadı. Kontrat sürelerini de yorumlayan İnan Ekici, “Araç bulunurluğu problemi kontrat sürelerini de etkiledi, şirketler ellerindeki araçları bırakmak istemiyorlar bu sebeple var olan kontratlarını uzatmayı tercih ediyorlar” dedi.
Türkiye iş makineleri sektörü, pazar büyüklüğü olarak Avrupa'da 7'nci, dünyada ise 11'inci sırada yer alıyor. İş makineleri piyasasında geçmiş 20 yıllık büyüme trendine bakıldığında dönemsel iniş çıkışlar olmasına rağmen uzun vadede kritik sektörlerden biri olarak büyümeye devam ediyor. Türk Traktör İş Makineleri Birim Müdürü Boğaç Ertekin sektör hakkında şunları söylüyor: “İnşaat sektörü Türkiye'de iş makinelerinin en geniş kullanım alanlarından biri olarak öne çıkıyor. İnşaat sektörünün 2017’de yüzde 8'in az üzerinde olan GSYH içindeki payı üç yılda 2020’de yüzde 15,2’ye çıktı. Artan döviz kurlarına rağmen talebin günden güne büyüdüğünü söyleyen Ertekin bunun temel sebeplerinin artan altyapı, ulaşım ve enerji yatırımları ile nüfustaki yukarı yönlü değişimler olduğunu vurguladı. Ertekin, “ Bu dinamikler doğrultusunda inşaat sektörünün önümüzdeki dönemde de öneminin artarak devam edeceğini söyleyebiliriz.”Ticarilerde performans artışı2021 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre ağır ticari araç pazarı yüzde 63 artarak 23 bin 938 adet, kamyon pazarı yüzde 72 artarak 22 bin 101 adete çıktı. Bulunurluk ve tedarik sorunları devam ederken ağır ticaride yıl sonu satış hedefi 26 binlerde öngörülüyor. Otomotiv Sanayi Derneği verilerine göre otobüs satışları yüzde 16 artarak 882 adet ve midibüs satışları yüzde 7 azalarak 955 adet düzeyinde gerçekleşti. 2021 hafif ticari araç satış öngörüsü ise 180 ile 185 bin adet arasında değişiyor.İleriye dönük karşılanıyorTicari araç grubunda 2021 ilk 10 ayda üretim yüzde 18 artarken, ağır ticaride yüzde 37, hafif ticaride yüzde 17 arttı. Üretim otobüste yüzde 32, minibüste yüzde 6 azaldı. Midibüste yüzde 7 , kamyonette yüzde 20, kamyonda yüzde 66 büyüdü.Ağır ticaride iç talep ileriye dönük bağlantılarla karşılanıyor.Ancak Avrupa’daki bulunurluk da azaldığından talepler 2022 yılına teslimat bağlantısı ile giderilmeye çalışılmakta. Sektör temsilcileri şimdilik dövizdeki artışın talepte bir gerilemeye neden olmadığını belirtiyor. Ancak döviz artışının sürmesi özellikle iç pazarda çalışan ticari araç kullanıcılarını orta ve uzun adede olumsuz etkileyecek. Traktör de ortalamalarının üzerindeTraktör üretimi de Türkiye’de 2021 Ocak-Ekim döneminde yüzde 60.7 artarak 45 bin 820 adet oldu. OSD verilerine göre üretim geçen yıl aynı dönemde 28 bin 511 adetti. Satışlar ise aynı dönemde 45 bin 42 adete çıktı. 10 yıllık traktör satış ortalaması olan 38.5 bin adede göre yüzde 16.9 yükseldi. Türkiye’de toplam araç üretiminin yüzde 74’ünü oluşturan 772 bin 239 adet ticari taşıt ihraç edildi. Ticari araç ihracatı yüzde 36 artarken traktör ihracatı 2020’ye göre yüzde 26 artarak 11 bin 973 adete çıktı. İlk 10 ayda OSD üyeleri 45 bin 820 adet traktör üretti.
Otomotiv Sanayi Derneği verilerine göre 2021 ilk 10 ayında toplam üretim 1 milyon 29 bin 733 adet, otomobil üretimi ise 635 bin 745 adet düzeyinde gerçekleşti. 2021 yılı Ocak-Ekim döneminde toplam pazar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 642 bin 110 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde otomobil pazarı ise yüzde 2 oranında arttı ve 475 bin 312 adet olarak gerçekleşti.Ticariler büyüyorTicari araç grubunda, 2021 yılı Ocak-Ekim döneminde üretim yüzde 18 seviyesinde artarken, ağır ticari araç grubunda yüzde 37 oranında, hafif ticari araç grubunda yüzde 17 oranında arttı. 2020 yılı Ocak-Ekim dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 19, hafif ticari araç pazarı yüzde 13 ve ağır ticari araç pazarı yüzde 66 arttı. 2021 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 5 oranında arttı, otomobil ihracatı ise yüzde 5 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam ihracat 758 bin 702 adet, otomobil ihracatı ise 455 bin 661 adet düzeyinde gerçekleşti.İhracat 24.3 milyar dolar2021 yılı Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı Dolar bazında yüzde 19, Euro bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 arttı. Bu dönemde toplam otomotiv ihracatı 24,3 Milyar $ olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 3 artarak 7,5 Milyar $ seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 2 azalarak 6,3 Milyar € seviyesinde gerçekleşti.
Artan döviz kuru da fiyatları yükseltiyor. 2plan İcra Kurlu Başkanı Orhan Ülgür’e göre 2021 yılı 2.el toplam satışlarda 7,5 milyon adetlerde kapanacak. Bu da geçen yıla oranla yüzde 8’lik bir düşüş anlamına geliyor. Ülgür, yılın ilk 9 ayında ikinci el otomotiv sektöründe 5 milyon adetlik bir satış hacmine ulaşıldığını ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21’lik bir düşüş olduğunu vurgulamakta. 2. el hareketlenecek Ülgür AB ülkelerinde 1000 kişiye 602 araç düşerken Türkiye’de son değerlendirmelere göre 1000 kişiye 220 adet araç düştüğüne dikket çekiyor. Ülgür şöyle devam ediyor:“Bu da Türkiye’nin potansiyelinin büyümeye ne kadar açık bir pazar olduğunu gözler önüne sermekte. Sektörde zor bir dönem yaşandı ancak yılın geri kalanı ve yeni yılda ikinci el sektörünün toparlanacağını öngörüyorum. Şu anda ikinci el aracın altın değerinde olduğunu söyleyebiliriz. Elbette bu süreçte ikinci eldeki fiyat konusu çok fazla gündeme geliyor. Yeni araçlardaki fiyat artışları kaçınılmaz olarak ikinci ele de yansıyor. Yılbaşından bu yana ise fiyatlarda ortalama yüzde 20 oranında artışlar meydana geldiğini söyleyebiliriz. Son 15 günde yaşanan artışın ise yüzde 5-10 seviyelerinde gerçekleştiğini de eklemeliyim. Bu açıdan baktığımızda sıfır araçlardaki tedarik sorunu ve sıfır araca ulaşmanın daha da zorlaşmasının beklenmesi nedeniyle önümüzdeki aylar ikinci el açısından hareketli geçecek. 2022’de fiyatların yükseleceğini ifade edebiliriz. Adetler konusunda ise ikinci el otomotiv sektörünün 2022 yılında bu yıldan daha kötü olmamasını bekliyoruz. Adetler yükselecektir ama bunun ne kadar yükseleceği sıfır aracın gelmesine de bağlı.” İlanlar geri çekildi Son 5 yıllık ortalamaya bakıldığında sıfır pazarın 10 katı kadar ikinci el pazar hacmi oluşuyor. Bu rakamlara göre önümüzdeki sene yine sıfır araç pazarı 750 bin adet civarında olursa ikinci el de 7,5 milyon adet olarak gerçekleşecek gözükmekte. Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Karakaş ise 2. el araç ilanlarında ciddi bir azalma olduğunu söylüyor. Karakaş şunları ifade ediyor:“İkinci el aracı olanlar da, bayiler de son haftalarda birer birer ilanlarını kaldırdı. İlan sayılarına bakıldığında da belirgin bir düşüş gözlemleniyor. İlan sayıları ortalama 400 binden 280 bine gerilemiş durumda. Hali hazırda online platformlardaki ilan sahiplerinin ancak yüzde 10'u gerçek satıcı, reelde satışa açık ortalama 50 bin araç var” Tedarik zorlaşıyor İkinci el araç piyasasına stok kaynağı sağlayan etkenlerden birisi ise operasyonel filo kiralama şirketleri oluyor. Sıfır araç sıkıntısı sebebiyle kiralama şirketleri de var olan araçlarını yenisi ile değiştirme yoluna gidemiyor. Karakaş, “Kiralama şirketleri sıfır araçlarda tedarik sorunu devam ettiği için artık 1-5 yaş aralığındaki araçlarını, yerine yenisini koyamayacağı için satmaktan vazgeçti, kilometreleri artsa da kiralamaya devam ediyor. Bu da ikinci elde tedariği zorlaştıran faktörlerden sadece birisi” yorumunu yapmakta. Gözlemlerimizden şunu anlıyoruz ki 2.el araçlarda markası modeli ne olursa olsun 15 yaş ve altı olanlar tüm dünya ülkelerinin tersine değer kazanmaya bir süre daha revam edecek.
Yaz mevsiminin sona ermesiyle birlikte tüm sürücüler araç bakımı konusunda önlemlerini almalılar. Özellikle kış aylarında arızaların ve servise gitme olasılığının fazla olduğuna dikkat çeken uzmanlar sürücülerin olumsuzluklarla karşılaşmamaları için motor yağından antifrize kadar kontrol edilmesi gereken birçok nokta olduğunu vurguluyor. Uzmanlar şunları söylüyor:“ Havaların soğumasıyla birlikte kış lastiklerinin araçlara uygulanması önemli. Kış lastiklerinin yaz lastiklerine göre derin olan dişleri, yağışlı havalarda ve buzlu yol koşullarında daha iyi bir yol tutuşu sağlıyor. Silecekler kışın en çok kullanılan parçalar olarak öne çıkıyor. Yaz aylarında çok kullanılmayan silecekler, aşırı ısıya maruz kaldığında kış aylarında verimliliğini yitirebiliyor. Bu yüzden, sileceklerin kontrolü ve gerekirse değişimi önem arz ediyor. Antifriz eksikse tamamlanmalı Özellikle 0 derece ve altına inen hava sıcaklıklarında suyun donmamasını sağlayan antifriz, soğutma sistemindeki kireçlenme, aşınma, pas gibi olumsuz etkilere karşı da otomobilinizi koruyor.”Far ayarları önemliNet bir görüş açısı için kış aylarında farların yaza göre daha sık kullanıldığını belirten uzmanlar yağış ve sis şartlarında farların düzgün çalışması hayati önem taşıdığını vurgulamakta. Isı değişiklikleri nedeniyle oluşan çukurlar ve yol yüzeyinde bulunan tuz ve kum gibi aşındırıcı maddeler otomobilin direksiyon ve süspansiyon sisteminin aşınmasını hızlandırabiliyor. Uzmanlar, “Salıncak, alt rotil gibi temel süspansiyon elemanlarının, özellikle tuzdan kaynaklanan kirlenme nedeniyle düzenli olarak kontrol edilmesi gerekiyor. Aşınmış filtreler değiştirilmeli Uzun süre kullanılmış veya yaz aylarında uzun yollara maruz kalmış filtreler, kış aylarında otomobillerin geç ısınmasına neden olabiliyor. Ayrıca, yakıt donmalarına karşı yakıt filtresinin kontrol edilmesi ve aracın klimasının sağlıklı çalışabilmesi için polen filtresinin temiz olması gerekiyor”açıklamasını yaptılar.Kış lastikleri devredeÖte yandan Continental firması kış için yeni 2 lastiğini pazara sundu. Yni WinterContact TS 870 ve TS 870 P kış koşulunda sürücülere yolda ideal güvenlik ve performans sunmayı hedefliyor. Islak zeminde ideal frenleme ve suda kızaklama direnci gibi özelliklerinin yanı sıra düşük yakıt tüketimi ile uzun mesafeler kat etmeyi vaad ediyor. WinterContact TS 850 P virajlarda yapılan ani frenleme dâhil kuru ve ıslak zeminde kısa fren mesafesini yüzde 5 kısaltmakta.
Leaseplan’in “Filolar iklim değişikliğiyle nasıl mücadele eder?” raporu yayınladı. Rapora göre, şu anda Avrupa’da satılan tüm yeni otomobillerin yaklaşık %60’ını yani her 10 araçtan 6’sını şirket araçları oluşturuyor. Şirket araçları hususi araçlara göre ortalama 2,25 kat fazla yol kat ediyor. Yeni şirket araçlarının %96’sı benzinli ve dizel yakıtlı araçlardan meydana geliyor. Rapor küresel C02 emisyonlarının yaklaşık %20’sini karayolu taşımacılığının oluşturduğu da göz önüne alındığında, kurumsal filoların iklim değişikliğine ciddi katkılarda bulabileceğive çözümün önemli bir parçası olabileceğine dikkat çekiyor.2050’ye kadar satış yasaklanacak Raporda şu ana kadar 17 ülkenin 2030 ila 2050 arasında içten yanmalı motora sahip araçların satışını tamamen durdurmayı hedeflediği belirtiliyor. 2000’den bu yana küresel ulaşım emisyonlarının yılda %1,9 arttığı vurgulanan raporda şunlara yer verildi:“Ancak bu oran 2019’da %0,5’ten az arttı. Aradaki fark verimlilikteki gelişmeler, daha fazla biyoyakıt kullanımı ve elektrikli araçlardaki artış nedeniyle meydana geldi. Elektrikli sayısı arttıkça, karayolu taşımacılığından kaynaklanan emisyon düşüşlerinin hızlanması beklenebilir. 2020’de küresel elektrikli araç satışları, pandeminin toplam araç satışlarını % 6 düşürmesine rağmen %41 artarak 3 milyona ulaştı. Elektriklililer artık %4,6 küresel pazar payına sahip. Bugün 10 milyon olan küresel elektrikli araç adedinin 2030'da 145 milyona çıkması bekleniyor.”“Türkiye’deki şirketler adım atmalı”LeasePlan Türkiye Genel Müdürü Türkay Oktay ”EV100'ün kurucu üyesi olarak, 2030 yılına kadar filoda sıfır emisyon sağlamayı taahhüt ettik ve finanse etmek için başarılı yeşil finansman adımı attık. Raporda da vurgulandığı üzere, ülkelerdeki toplam araç parklarının büyük bölümünü şirket araçları oluşturuyor. Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış bir ülke olarak önümüzdeki süreçte emisyonu azaltmak üzere tüm sektörün bazı adımlar atması gerekiyor. Özellikle büyük şirketlerin filolarını adım adım sıfır emisyona taşıyacak adımları bugünden atması gerektiğini düşünüyoruz” dedi
Pandemi sürecinde duraklayan lastik sektörü bugünlerde araçlara ürün yetiştiremiyor. Pandemi sürecinde bireysil araç kullanımı dururken lojistik ve nakliye araçları durmadan hareket ettiler. Kamyonet grubunda, küçük araçlarda uluslararası nakliyede çok büyük artışlar oldu. Madencilikte de ağır vasıta lastik talebinde yükselme yaşandı. Binek grubunda pandemi döneminde küçülen talep açılmaların başlamasıyla tekrar canlandı. Michelin Türkiye Satış Direktörü Sertan Akçagöz şunları kaydetti:“Şu anda tüm lastik fabrikaları talep artışına yetişmeye çalışıyor. Özellikle 4 mevsim lastiğinde önümüzdeki 5 senden yüzde 16’lık bir büyüme bekliyoruz. Biz kendi içimizde pazardan daha fazla büyüyoruz. Premium grubu biraz daha fazla kış lastiği veya 4 mevsim kullanmaya başladı. Çünkü araç yüksek 17 jant veya 18 jant. Araç 14-15 jant ise kış lastik ya da 4 mevsim lastik tercihi azalıyor. Ancak araştırmalar gösteriyor ki 4 mevsimin satışları 5 yılda yüzde 16 kadar artacak.Halen Türkiye’de yüzde 85 lastiği, yüzde 9 kış lastiği, yüzde 6 civarında 4 mevsim lastiği tercih edilmekte”Her mevsimde etkiliSektör temsilcilerinden Michelin Türkiye Pazarlama Direktörü Gözde Alpaslan iklim değişikliklerinin tüketicileri 4 mevsim lastiği yönelttiğini belirterek, “Artık gün içinde bile hava değişimleri yaşanabiliyor. Sabah çıkıyorsunuz yaz öğleden sonra fırtına olabiliyor. Artık Cross Clımate yani 4 mevsim dendiğinde ne anladığınız önemli. Kışların yumuşak kışların geçtiği ve çok fazla varyansın olduğu yerde zaten doğal olarak bu ürüne gitmek daha mantıklı. Bu lastikler sahip oldukları sayısız ve bazen birbiriyle zıt gibi görünen performans özellikleri sayesinde yılın hangi döneminde olursa olsun sürücülerin karşılaşabileceği hava koşullarının çoğuyla başa çıkıyor. Bu lastiklerin yanaklarında bulunan 3PMSF (3 Zirveli Kar Tanesi) logosu, kış lastiklerinin zorunlu olduğu ülkelerde dahi kışın bu lastiğin kullanılabileceğini gösteriyor. Biz de CrossClimate 2’yi Avrupa ile eşzamanla Türkiye’de pazara sunuyoruz. Bu lastiğimiz kuru ve ıslak zeminde frenleme performansı, enerji verimliliği ve uzun ömürlülük açısından bir yaz lastiğinin faydaları ve bir kış lastiğinin, karlı zeminde ve düşük sıcaklıklarda yol tutuşu ve frenleme performansını birlikte sunuyor.”Michelin CrossClimate 2, 15 ila 20 inç jantlar için 105 ebatta temin ediliyor. Bir önceki serinin kataloğundan %40 daha geniş olan listede 65 yeni ebat bulunuyor.